Selamlar! Bundan birkaç gün önce artık burada sadece kitap yorumu yapmayacağımı belirtmiştim. Bugün de yazacaklarımı netleştirdim ve bilgisayarın başına geçtim.
Başlıktan da anlaşılacağı üzere bahsedeceğim dizi Friends (Başlıkta ''dizi'' olarak özellikle belirtmedim; dizilerle hiç alakası olmayan biri olarak ben dahi dizinin adını duymuştum, siz de bilirsiniz değil mi? Bilmiyorsanız da problem değil,söylemiş oldum işte!)
Bundan iki üç ay önce, nerede dizi-film sohbeti başlasa ''Ya ben bir şey izlemiyorum'' deyip oturduğu yere sinen, dizideki-filmdeki diyalogları bilmediğinden olayı kavrayamayan bir insandım. Bunun eksikliğini de iki üç ay öncesine kadar hissetmedim, ne acı!
Biz kitapseverler olarak nasıl ''Kitap okurken uykum geliyor'' diyenlere ''Bu ne diyor be, kitap okurken uyku mu gelirmiş'' ifadesiyle bakıyorsak, bu dizi-film için de geçerli olmalı. Yani sadece ''Kitap okuyorum/Çok iyi basketbol oynuyorum/ Çok güzel gitar çalıyorum; yeterli işte'' demek olmuyor. İnsanın kesinlikle çok yönlü olması gerektiğine inanıyorum. Ve o yüzden bir karar aldım; o ay içinde ne kadar kitap okuyorsam o kadar film izlemeye, ''bana uygun'' olan dizilerin en az beş-altı bölümünü izlemeye çalışıyorum ki şuana kadar gayet başarılı ilerledim.
İşte bu dönemde, hem hayatımın bir parçası haline gelecek,bana bir şeyler öğretecek, aynı zamanda yüzümü güldürecek, bölümleri de çok uzun sürmeyen bir dizi aramaya koyuldum. Ve Friends'e başladım.
(''Bölümü çok uzun süremese ne olacak, on sezon!'' diyorsanız eğer, bu benim için kesinlikle problem değil. Bir bölümü uzun süre izleyemiyorum, kırk dakika bana çok geliyor. Ama izledikçe bitmemesi o diziyi hayatımın bir parçası haline getirdiğinden, bunu seviyorum.)
Dizinin henüz çok başındayım, ki diziye tam manasıyla hakim olmak da biraz zaman alacak.
(Dizi bir efsane, gerçek manada on sezondan oluşan koca bir efsane!) Ama eğer böyle bir platformda yazmaya başlayacaksam bu, Friends olmalıydı.
Dizide her şey o kadar mükemmel ki. Bir günde bir sezonu bitirdim. Ben! BEN! Tabi ki de her dizide olabileceği gibi karakterinizin uymadığı karakterler oluyor dizide ama zaman geçtikte onun da gerekliliğini fark ediyorsunuz.
Dostluğu, sevgiyi, yardımlaşmayı ve daha bir çok şeyi bana yeniden hatırlatan ''Dizi bittiğinde ne yapacağım?'' sorusuyla beni derin bir hüzün içine sokmayı başaran, mükemmel bir dizi.
Etkilendiğim ve sonrasında tekrar izlemek için not aldığım birçok bölüm oldu daha şimdiden!
Böyle bir karar aldığım ve böyle bir diziyle ,benim için diziden daha fazla şeyi ifade ediyor, tanıştığım için çok mutluyum.
İnsanın oturup kendini sorgulaması inanılmaz güzel ve insana olumlu sonuçlarla dönecek bir şey.
Hiç kimse kusursuz olmak zorunda değil. ''Kusur'' nedir ki zaten? Kime göre, neye göre? Başkalarının yapmaktan çok zevk aldığı, delicesine sevdiği şeyleri biz sevmiyor olabiliriz, bu gayet normal. Ama hiç farkında olmadığımız ve yaparsak bize çok şey katacak, çok keyif alacağımız şeyler mutlaka çıkacaktır. O yüzden kendimizi sorgulayalım. Gelişebildiğimiz kadar gelişelim, başkalarına göre eksiklerimiz hala var olacak ama biz kendimizi eksik hissetmeyene kadar durmayalım.