24 Eylül 2015 Perşembe

4KİTAP 4KADIN! #2

Bundan aylar önce ''4KİTAP 4KADIN'' başlığı altında kitaplığımdan dört kitap seçip kitaptaki bayan karakterleri iyi ve kötü yanlarıyla ele almıştım. Şimdi de bunun ikinci kısmını yapıyorum. Hadi başlayım!
 
Bunun için seçtiğim kitaplar ve bayan karakterler ;
  • Unika Serisinden Unika
  • Tatlı Serisinden Anna Whitt
  • Cehennem Makinelerinden Tessa Gray
  • Ateşle Oyun Serisinden Annabella Parker


  • Unika Sefira halkının dört baş meleğinden bir tanesi. Melek olduğu için zaten eleştirebileceğim pek fazla özelliği yok. Unika'da sevmediğim tek özellik objektif olamaması, kendini sürekli olumlu düşünmeye itmeseydi ki bu birçok şeye mal oldu. Hatta bazı şeylerin yanlış gittiğini bildiği halde, olayların akışını değiştirmek için çaba göstermedi, olaylara çok iyimser yaklaştı. Bu beni biraz rahatsız etse de, çok da nefret ettiğim bir karakter değil Unika.
  • Anna kitaplarda tam olarak nefret ettiğim kız örneği ; bir kişiye aşık olup sanki dünyada sadece o varmış gibi davranan kızlar. Tamam arkadaşım, seviyorsun anladık da bu kadar olmaz ki! Bir rahat ver oğlana, iki yüz verme, biraz gurur yap. Nerdeee! İki güzel söze bizim kızın ağzı kulaklarında. Cidden beni sinir krizlerine sokan nadir karakterlerden. Tebrikler Anna!
  • Ve beni sinir krizine sokan karakterler derken, Tessa'dan bahsetmemek olur muydu hiç!? Gerçekten şu kızın adının geçtiği yerlerde kitabı uzak bir köşeye koyup sakinleşip okumaya öyle devam edesim geliyor. Söyleyeceğim şeyler kitapla ilgili olduğundan bir şey demem yanlış olacak. Sadece ne yaptığını ne hissettiğini bilmeyen, tutarsız biri olduğunu söyleyebilirim. En azından benim gözümde.
  • Ve son olarak Annabelle. Aslında tüm kitap boyunca birbirlerine soy isimleriyle hitap ettikleri için biz onu Parker olarak biliyoruz. Parker'da çok küçük şeyler dışında sinirimi bozan hiçbir şey olmadı, gerektiği yerde gereken hareketi yapmayı bilen, cesur bir kız. Sadece bazen  bazı şeyleri çok abarttığını düşündüğüm yerler oldu ama sonrasında durumu toparladı. Sevdiğim bir bayan karakter Parker, Tessa ve Anna'nın yanında adeta bir melek.

Bunu yaparken kendimi gelinlerini çekiştiren kayınvalideler gibi hissediyorum ama bir yandan da hoşuma gittiğini söylemezsem ayıp olur.
Amacım biraz da kitap yorumlarının dışına çıkıp biraz yüzünüzü güldürmek, başarabildiysem ne mutlu!

20 Eylül 2015 Pazar

Kısa Sürede Bitirdiğim Kitaplar

Hepimizin belirli dönemlerde kitap okumak istemediği oluyor, hatta özellikle yaz tatilinde ''okuyamama durumuyla'' çok sık karşılaşıyoruz. Ben de bunu göz önünde bulundurarak, hem bir solukta bitirdiğim hem de kaliteli olduğunu düşündüğüm kitapları sizlerle paylaşmak istedim. Tatil neredeyse bitmiş olsa da  -ki benim için çoktan bitti- çoğumuz yoğun tempoda kitap okumayı daha çok seviyoruz ve böyle kitaplara her zaman ihtiyaç duyuyoruz.
 
(Kitaplar arasında bir sıralama yapma gereği duymadım, gelişi güzel yazdım kitap isimlerini)
  • İpek Ongun- Bir Genç Kızın Gizli Defteri
  • Kahraman Tazeoğlu - Bambaşka
  • Wendy Hıggıns - Tatlı Şeytan
  • Bill Shapıro - Aşk Mektupları
  • Cındı Madsen - Aşk Bir Masalmış Derken
  • Amy Appleton - Gelin Avcısı
  • Papatya/Menekşe Kokulu Hikayeler
  • Kımberly Fısk - Bir Adım Sen Bir Adım Ben Son Adım Aşk
Özellikle iki kitap hakkında bir şeyler eklemek istiyorum. Eğer Kahraman Tazeoğlu'nun Vazgeçtim/Yaralı/Bukre gibi kitaplarını okuyup yazarın bir daha kitabını okumamaya karar verdiyseniz, Bambaşka kitabına bir şans verebilirsiniz derim. Daha önce Kahraman Tazeoğlu'nun herhangi bir kitabını okuyanlar bilirler ki, yazı yazmada çok başarılı bir isim. Düz cümleleri bile şiir gibi hatta. Sadece kurguda çok zayıf ve bu kitap da sadece yazılarının olduğu bir kitap. O yüzden şans verebilirsiniz.
 
Bahsetmek istediğim diğer kitap ise Aşk Mektupları. Bu kitap aslında tam olarak da kitap sayılmaz. Kişilerin birbirlerine yazdıkları mektupları içeriyor ve Bill Shapıro kişilerin izinlerini alarak bu mektupları toplayıp kitap haline getirmiş. Bazı mektuplar gerçekten o kadar güzel ve anlamlıydı ki! Alıntılarımda bu kitaptan çok fazla yararlanacağım zaten.
 
Benim herkesin sıkılmadan, kısa bir sürede okuyup seveceğini düşündüğüm kitaplar bunlardı. Umarım sizin açınızdan yararlı olmuştur. Görüşmek üzere!

16 Eylül 2015 Çarşamba

Kitap Yorumu : Gizli Bölüm - E.J. Allibis

Ve görmüş olduğunuz bu saçmalık ötesi fotoğraf ''Benim okulum açıldı arkadaşlar, mağdurum'' temalı fotoğrafımdır.
Şaka bir yana, okulun en güzel zamanları bu zamanlar. Okul değiştirdiğim için yeni bir ortama girdim, yeni insanlar tanıyorum.Bu sene çok yoğun ve zor geçeceği için bu zamanları ileriki zamanlarda mumla arayacağımı biliyorum ama yine de okul çok fazla zamanımı alıyor. Eve altıda geldiğim için o saatten sonra da bir şey yapamıyorum. Kitabı çok önce bitirmiş olmama rağmen yorumunu ancak şimdi yapabiliyorum o yüzden. Neyse, kısa kesip bir an önce kitap yorumuna geçiyorum. -Evet, bu kısa kesmiş halim (!)-
 
 
Kitap Unika üçlemesinin üçüncü ve son kitabı. Kitaplar birbiri ardına okunması gereken kitaplar olmadığı için, ben ilk kitaptan sonra üçüncü kitabını okudum.
Üçlemenin ilk kitabı olan Yeniden Doğuş kitabı, üçlemenin üçüncü kitabı olan Gizli Bölüm'ün devamındaki olayları anlatıyor. Bu yüzden ilk kitabı okurken hep olaylar nasıl buraya kadar geldi, ne oldu diye düşünmekten kendimi alamamıştım. Kitap bu konuda kesinlikle tatmin ediciydi, aklımdaki bütün soru işaretlerine yanıt oldu.
Genel olarak üçlemeyle ilgili bir yorum gireceğim zaten ama şuan için söyleyeceğim şeyler, üçlemenin hak ettiği değeri göremediğini düşündüğüm. Bence meleklere dair farklı bir bakış açısı oluşturuyor. Kısacası üçüncü kitabı ilk kitaba göre daha da çok sevdim, ikinci kitabını da alıp okumayı istiyorum.
 
Bu muhteşem fotoğraftan da anlayacağınız gibi kitaba puanım dört buçuk. Şu görüntünün içler acısı aynı zamanda da komik gözüktüğünün farkındayım ama ne yapayım yani, dört puan versem az beş puan versem çok olacaktı. Her ne kadar olmasa da, görmezden gelin artık. Görüşmek üzere!
 

13 Eylül 2015 Pazar

Okumaya Başlıyorum : Mekanik Prens - Cassandra Clare

Buralardan o kadar ayrı kaldım ki, deli gibi kitap yorumu yapmak istiyorum! Yazacak çok bir şeyim olmasa da, kısa da olsa bir şeyler yazmak, yazdığım şeylerin birileri tarafından okunduğunu bilmek hoşuma gidiyor.

Neyse, şimdi sevgi saçmayı bırakıp kitap yorumuna dönüyorum.
Aslında yine saçmaladığım türde bir yazı olacak çünkü kitap hakkında çok fazla bir şey söyleyemeyeceğim.

Yazarla tanışmam Cehennem Makineleri ile oldu ve bundan dolayı gerçekten çok mutluyum. Hiçbir kitabı iki kez okumayan ben, ilk kitabı tam üç kez okudum! Artık üçüncü okuyuşumda, okuduğum cümlenin ardından hangi cümlenin kurulduğunu, kimin ne söylediğini falan ezberler hale gelmiştim. İlk kitabı -Mekanik Melek- üç kez okumamın sebebi kitabı çok sevmemin yanı sıra kitapları bir solukta okuyup bitirmek istememem. Zaten üç kitaptan oluşuyor ve ben bu dünyaya hemen veda etmek istemiyorum.(Veda etmek istemediği Gölge Avcıları falan değil, Will.Çaktırmayın.) Ve biliyorum ki bitince içimde bir boşluk oluşacak, o yüzden okumayı erteliyordum ama daha fazla dayanamadım. Üçüncü kitabı da bitirdiğimde mutlaka yorumlarımı girerim zaten ama, bu çok uzun zaman alacağı için şimdiden Cehennem Makineleri'ni okuduğumu ve ne kadar sevdiğimi belirtmek istedim.
 
İkinci kitap da en az ilk kitap kadar güzel ilerliyor ama bu kitabı sevmediğini belirten çok fazla insanla karşılaştım o yüzden her an her şeye hazır bir durumda bekliyorum.
Cehennem Makineleri'ni okuyup sevenleri -ve tabiki Will'i- sizi sarılmaya davet ediyorum!




11 Eylül 2015 Cuma

Kitaplar Tehlikelidir Çünkü Kelimeler Bizi Değiştirme Gücüne Sahiptir #1

Bu sefer bir kitap yorumu yapmayacağım, daha farklı bir şey yapmayı deneyeceğim.
Genellikle burada kitabı sevip sevmediğimden bahsediyorum. Kitabın eksik bulduğum yönlerinden ya da kitabı sevmemde rol oynayan şeylerden. Daha çok fantastik kitapları okuduğumu göz önünde bulundurursam tabi ki de yaratılan dünya çok önemli. Ama benim için ondan da önemli bir şey var; karakterler ve onların hissettikleri.
Okuduğum kitabın içine girebilmek için o karakteri anlama, hissettiklerini hissetme ihtiyacı duyuyorum.
 Bazen karakterlerin kurduğu bir cümle kitabın bütün değerini değiştiriyor gözümüzde. O yüzden bu başlık altında bunu değerlendirmek istedim. Benim için anlam ifade eden, etkilendiğim, içimde bir yerlere dokunan, kendimi bulduğum sözleri ya da kişiler arasında geçen konuşmaları burada sizinle paylaşacağım. Böylece kitaplara daha fazla değer yükleyeceğimi düşünüyorum.

(Bir Adım Sen Bir Adım Ben Son Adım Aşk kitabından)
 
Üstüne eklemem gereken bir şey olduğunu sanmıyorum. Bana kalırsa okuyan herkesi etkileyebilecek nitelikte.
 
 
Eğer böyle bir şeye kalkışmış olmam hoşunuza gittiyse siz de bana katılın ve sevdiğiniz kitaptan hoşunuza giden sözleri yorum bırakın! 
 



 
 
 

9 Eylül 2015 Çarşamba

Okumaya Başlıyorum : Bir Yaz Gecesi Rüyası - Kate Brown

Daha önce manga okumamıştım ve okumayı da düşünmüyordum açıkçası ama yeniliklere açık olan bir insan olduğumdan alıp bir okuyayım dedim dersem yalan söylemiş olurum; gezdiğim kitapevinde çok çok çok uygun bir fiyata gördüğüm için aldım kitabı. Dediğim gibi manga okumak aklımda yoktu, hem sevip sevmeyeceğimi anlamak için hem de fiyatı çok ucuz olduğu için bir şans vermek istedim.
Mangaların normalde belirli bir konusu olup olmadığını bilemiyorum fakat bunun kesinlikle belirli bir konusu yok; iki hatta üç olayı ele aldığını düşünüyorum o yüzden çok fazla bir şey diyemeyeceğim. Söylemek istediğim tek şey fiyatına göre çok iyi bir manga. ''Aşk üçgeni'' tarzı bir olayı barındırıyor içinde ve onun yanı sıra güldüren kısımları da var, yani sıkıcı olmaktan uzak.

.Fotoğraftan da görüldüğü gibi çizimler siyah-beyaz fakat karakterlerin tanıtıldığı ilk sayfalar renkli Zaten etiket fiyatı da çok uygun olan mangalar, internetten alınca o fiyat daha da aşağıya iniyor. Eğer siz de manga okuyup okumamayı düşünüyorsanız ve uygun bir şeyler arıyorsanız şans verebilirsiniz. Tam olarak bitirmediğim için net bir şey söyleyemiyorum ama, şuan için 3,5 puanı kaptı gibi.

2 Eylül 2015 Çarşamba

Kitap Yorumu : Karanlık Zihinler- Alexandra Bracken

Bu kitabı okumayı düşünüp de okumayanın kalmadığını düşünsem de, okumuşken ben de kitapla ilgili yorumlarımı belirtmek istedim. Ne kadar da erken oldu ama dimi, herkes ikinci kitabı almış, okumuş, ikinci kitabın yorumlarını yazarken benim daha ilk kitabı yorumluyor olmam!


Normalde insanlar iyi yorum alan kitapları seveceklerini düşünürken, ben bazı serinin ilk kitaplarından dolayı -sevilen serilerin- bu anlayışımı değiştirdim. Artık insanların sevdiği kitapları sevemeyeceğimi düşünerek azıcııık önyargıyla başlıyorum  popüler olan kitaplara. Karanlık Zihinler'in de öyle olacağını düşünüyordum.
 İlk başta bazı şeyler karışık geldi ,ilk başta dediğim ilk yirmi sayfa falandım sanırım beğenmeyeceğim diye düşünerek okuduğum için hemen sıkılacağımı falan sandım, ama kitabı okumaya devam ettikçe böyle bir sorun kalmadı.
Açıkçası bol aksiyonlu bir kitap bekliyordum ama kesinlikle hayal kırıklığına uğramadım. Gerilimden uzak olsa da bence çok tatlış bir kitaptı, ki zaten genellikle ilk kitabıyla bize dünyasını tanıtan bunu yaparken de eğlendiren, sonraki kitaplarda gerilimin yükseldiği kitapları daha çok seviyorum.

Normalde dört puan verecektim ama, kitabın sonu beş puan vermeme neden oldu. İkinci kitabı da yakın zamanda almayı planlıyorum.