17 Kasım 2015 Salı

Kitap Yorumu: Abim Deniz

Bu kitap için yorum yazmayı uzun zamandır bekletiyorum çünkü ne yazacağımı bir türlü toparlayamadım. Beğendiğim ya da beğenmediğim kitapları yorumlaması daha kolay fakat eşi benzeri yok diyebileceğim bir kitabın yorumunu yapmakta çok zorlanacağımı düşündüm, ki değişen bir şey olmadı. Hala ne yazmam gerektiğini bilemiyorum.
Deniz Gezmiş hakkında daha önce birçok kitap okudum ama bu belirttiğim gibi çok farklıydı. Bunda olayların Deniz'in kardeşi Hamdi Gezmiş tarafından anlatılmasının çok fazla payı olduğunu düşünüyorum. Şuana kadar okuduğum kitaplarda ne yanlıştı, neyi ne kadar doğru anlamışım hepsini görme fırsatım oldu. Deniz'i tanıyan birinin onu anlatması çok başkaydı. Ve tabi bu Can Dündar'ın kalemiyle buluşunca da!
Çevremdeki herkese bu kitabı aldırdım ve abartısız üç haftadır kitap üzerine konuşuyoruz. Tabi ki herkese ''Alın, okuyun'' diyemiyorum. Gerçi daha önce Deniz'e dair tek bir cümle dahi okumamış insanın bile okuyabileceği türden bir kitap, hatta Deniz'i tanımak için kuşkusuz en iyi kitap. En iyisi siz Deniz'e dair bir şey okumadıysanız hatta merak dahi etmiyorsanız yine de alın okuyun ya! Okuyup pişman olacağınızı sanmıyorum.
Kitabı okuyan varsa lütfen yorum bıraksın, kitap hakkında konuşmayı çok isterim. Görüşmek üzere!

7 Kasım 2015 Cumartesi

Kitap Yorumu : Benim Balığım Yaşayacak

Kitabı bitireli hemen hemen üç hafta oluyor. Yorumunu yapmamaktaki amacım ise kitap hakkında oturup biraz düşünmek istemem. Normalde bir kitabı bitirdiğimde eğer yoğun bir dönemde değilsem yorumunu hemen girmeye çalışıyorum ama bu kitap bana göre üzerinde durup düşünülecek bir kitaptı.
Kitapta Nao'nun günlüğü bir şekilde Oliver ve Ruth'un eline geçiyor ve biz onlarla birlikte günlüğü okuyoruz.
Kitabın çoğunlukla çok fazla beğenildiğini biliyorum ama ben beğenemedim maalesef. Kendimi zorladım, kitap hakkında tahlillerde bulundum kendimce ama olmadı.
İlk olarak kitap sürükleyici bir kitaptı evet, kitabın sonuna kadar ''Acaba'' ''Bundan sonra ne olacak?'' gibi soruları sorup durdum kendime. Ama ne yazık ki kitabın sonu beni tatmin etmedi. İkinci olarak ise, kitabın çok fazla uzatıldığını düşünüyorum. İlk 300 sayfayı severek okumuştum, bazı şeyler daha kısa ve öz anlatılsaydı eğer, kitabın daha az ''sıkıcı'' olacağını düşünüyorum. -Kitap 594 sayfa ve durum böyle olunca sıkıcı bir hal alıyor.-
Ama dediğim gibi, her şeye rağmen sürekli ''Acaba?'' sorusunu sordurduğu için bitirdim kitabı. Ne çok güzeldi ne çok kötüydü, net olarak karar veremiyorum. Bu yüzden puanlama da yapmadım.

''Tavsiye eder misin?'' derseniz, eğer çok merak ediyorsanız indirimde de görürseniz alın diyebilirim. Ama eğer merak etmiyorsanız, başka kitaplara şans verin.