30 Ekim 2014 Perşembe

Kitap Yorumu : ANNA Kan Giyinmiş Kız - Kendare Blake

İlk defa bir kitap hakkında üçüncü kez blog  yazıyorum. Sanırım artık kitabın ne kadar muhteşem olduğunu uzun uzun anlatmama gerek yok. Yine de bir kez daha ,ki ne kadar anlatırsam anlatayım sıkılmayacağım, blog yazıp , kitap hakkındaki son görüşlerimi belirtmek istedim. :)

Kitap konusu itibariyle bana çok yabancı olan bir kitaptı ve bu yüzden daha çok ilgimi çekmişti. Okul , dersler derken çok yoğun olduğum bir döneme denk gelmesine rağmen çok kısa sürede okudum kitabı. Hatta okumadım, yaşadım sanki. İlk defa hayaletleri konu alan bir kitap okudum ve bir hayalete karşı sempati duydum. Evet , bunun size çok garip geldiğinin farkındayım. ''Hayalete de sempati duyulur mu yaa'' diyenleriniz olabilir , ama eğer ki içinizde kitabı okuyanlar varsa benim ne demek istediğimi anlayacaklardır.


Kitabın son elli sayfasına geldiğimde kitabı elime alamadım , kitap bitecek diye oturup ağlayacaktım nerdeyse öyle bir ruh haline girmiştim.
Daha sonra ''Bu iş böyle olmayacak , kitap illa ki bitecek. Bari yazarın diğer kitaplarına bakayım da bir tanesini alayım'' diyerek yazarın diğer kitaplarını araştırdım ve bingooo! Bu güzelliğin ikinci bir kitabı da varmış! O an yaşadığım mutluluğu şuan size anlatamayacağım , kelimelerle anlatılır cinsten bir mutluluk değildi. -Hoplayıp zıplamalar,anlamsız dans etmeler-
Bir ikileme mi olacak yoksa devamı gelecek mi bilmiyorum. Umuyorum ki sadece iki kitapla kalmaz , üçüncü dördüncü kitapları da çıkar. Hatta bu sonsuzluğa uzanan bir seri olmalı bence! Tamam, hadi peki. Yazar dördüncü kitaptan sonra başka bir seri yazmaya başlarsa da kabul!
Kitap gerçekten muhteşem bir kitap , lütfen alın ve okuyun. İkinci kitabı okumak için sabırsızlanıyoruuum!

26 Ekim 2014 Pazar

Okumaya Başlıyorum : Kana Susamış - Elle Jasper

Kitap , Kara Mürekkep Günceleri serisinin ikinci kitabı. Serinin ilk kitabını yorumlayamıyorum çünkü ne yazık ki kitabı okuyamadım.
Kana Susamış kitabını ve serinin üçüncü kitabı olan Karanlığın Ateşi'ni tesadüf eseri , birinci kitaptan haberim yokken almıştım. Serinin ilk kitabı olan Cehennem Taşı'nı nerede aradıysam bulamadım. Bu yüzden seriye başlayıp başlamamakta çok kararsızdım ama sonunda dayanamayıp kitabı okumaya başladım.
Serinin ilk kitabını okumamış olmama rağmen olayları kavramam çok uzun sürmedi.
Diğer serilere göre bu seri biraz daha farklı. Normalde bir seride -en azından benim okuduğum serilerde- konuya ya kurt adamlar ya da vampirler hakim oluyor. Ama burada ana karakterimiz Riley , hem bir kurt adam hem de bir vampir tarafından ısırılıyor.

 
Kitap hakkında çok fazla şey söyleyemiyorum seriye tam olarak hakim olamadığımdan dolayı. Şuan okuduğum kısma kadar olaylar heyecanlı ve akıcı bir biçimde ilerliyor. 

21 Ekim 2014 Salı

Kitap Yorumu : Kumarbaz - Dostoyevskı

Sadece fantastik türdeki kitapları okumayı seven biri değil de genel olarak kitap okumayı seven biri olmak adına uzun zaman önce okuduğum türden şaşıp farklı türlere yöneldim. Kumarbaz kitabı da o günlerden belli okumayı düşündüğüm bir kitaptı.
Daha önce yazarın başka bir kitabını daha okumuştum ve bir hayli kalın olmasına rağmen hızlı bir okuma olmuştu benim için. Yazarın kurgusunu ve anlatımındaki akıcılığa hayran kalmıştım.
Bu kitap da öyle oldu , olaylar akıcı bir şekilde okuyucu sıkmayacak biçimde ilerliyor.
Kitapla ilgili tek sorunum kitabı okumaya başlamadan önce yazarı çok sevdiğim için midir nedir çok büyük beklentiler içerisine girmiştim. Olayların biraz daha karmaşık bir hal almasını bekliyordum açıkçası. Olaylar çok tekdüze gerçekleşti bana göre.
Bununla birlikte olayları ana karakterin gözünden gördüğümüz halde sanki ana karakter çok geri planda kalmış gibi geldi bana. Bunda kitabın gereğinden fazla ince oluşu ve bu nedenle ayrıntılara yer verilmemesi de etkili olabilir.

Genel olarak baktığımızda kolay bir şekilde okunabilecek bir kitap.

15 Ekim 2014 Çarşamba

Okuyorum #1 Kan Giyinmiş Kız - Kendare Blake

Bir kitapla ilgili ilk kez kitabı okumayı bitirmeden ikinci bir blog yazıyorum. Bunun sebebi , kitap o kadar güzel ki kitabı okumayı bitirince yazacağım tek bir blog yazısının kitabı anlatmak için yeterli olmayacağını , en azından kitabı istediğim gibi anlatamayacağımı düşündüm.

Kitapla ilgili ilk blog yazısını yazdığımda henüz kitabın çok başlarındaydım. Ders yoğunluğundan dolayı kitabı bir türlü elime alamıyordum. Neyse ki o yoğunluğun arasından bir günü kendime ayırabildim ve gün boyunca sadece kitap okudum.

Daha kitabı almadan kitabın iyi bir kitap olabileceğini hissettim , her okuduğum sayfada da kitabı daha çok sevdim. Şuansa tam olarak kitapla aşk yaşıyorum. Sanırım bunun sebebi öncelikle kitabın konusunun diğer okuduğum kitaplara göre çok farklı olması. Kitabı yanıma almadan dışarı çıkamaz oldum. Bulduğum her boş zamanımda elim hemen kitaba gidiyor.

 
Kitapla ilgili daha söyleyeceğim çok şey var fakat kitap yorumu için yazacağım bloğa da yazacak bir şeyler kalması adına şu anlık bu kadar bilgi verebiliyorum kitap hakkında.
Kitabı hemen en yakın kitap alışverişinizde alın , kitap hakkında beraber konuşalım ;) 

11 Ekim 2014 Cumartesi

Okumaya Başlıyorum : Kan Giyinmiş Kız - Kendare Blake

Kitabı almadan önce mutlaka arka kapak yazısını okuyup kitap hakkında az da olsa fikir edinir , kitabı öyle alırım. Ama bu kitabın kapağını ve adını görünce ne arka kapak yazısı , ne sayfa sayısı hiçbir şeyi düşünmedim. Kitabın kapağı ve adı yan yana gelince çok büyük bir gizem uyandırdı bende.
Tabii daha sonra dayanamayıp kitabın konusu hakkında biraz fikir edinmek için - eğer okumasam meraktan ölebilirdim- arka kapağa biraz göz attım ve kitabı orada bırakmadığım için kendime teşekkür ettim.

Kitabımızın konusu , ana karakterimiz Cas ihbarlar üzerine hayaletlerin peşine düşerek onları yok eden bir hayalet avcısıdır. Cas'ın yeni görevi evine adım atan herkesi acımasız bir şekilde öldüren hayalet Anna'yı yakalamaktır. Fakat bu kez işler her zamanki kadar kolay olmayacaktır ve Cas ihbarı aldığı anda bunun farkına varmıştır.

 
Kitabın henüz çok başlarında olmama rağmen kitap olağanüstü bir şekilde akıcı gidiyor . Umarım kitabı okudukça düşüncelerim değişmez .
Kitap bu şekilde ilerlemeye devam ederse favori kitaplarım arasındaki yerini alacak gibi gözüküyor.

5 Ekim 2014 Pazar

Kitap Yorumu : Paranoya - Tami Hoag

Paranoya kitabının kapağını gördüğüm an bu kitap benim olmalı demiştim. Kitap adı ve kapağı sayesinde bende çok büyük bir merak uyandırmıştı. Kitabı bitirince de kitap ile kapağının gerçekten uyumlu olduğunu anladım.

Olaylar, işinde başarılı bir polisin kendini intihar etmesi ile başlıyor. Peki polis gerçekten intihar mı etmişti?
 Sam Kovac ve Nikki Liska genç polisi ölüme götürebilecek nedenleri , onu kimin öldürmek isteyeceğini öğrenmeye çalışarak bir şüpheliden diğer bir şüpheliye giden uzun bir yolculuğa başlıyorlar.




Kalın bir kitap olduğu halde hiç sıkılmadan , her sayfada daha çok şaşırarak okuduğum bir kitaptı.
Kitabın en beğendiğim yönü ise kitabın sonunun tahmin edilemeyecek olması. Ne kadar düşünürsem düşüneyim kitabın sonunda böyle bir şeyle karşılaşacağım aklıma gelmezdi , kimsenin aklına geleceğini de düşünmüyorum açıkçası.
 
Çok beğendiğim kitapları anlatmakta çok zorluk çekiyorum. Bu kitap da kesinlikle onlardan birisi. Kitap o kadar güzel ki ne kadar çok şey yazarsam yazayım yeterli olmayacak gibi geliyor.
Polisiye - gerilim sevenlere gönül rahatlığıyla tavsiye edebileceğim bir kitap. Yazarın diğer kitaplarını almak için sabırsızlanıyorum.