22 Şubat 2015 Pazar

Hayatımı Etkileyen Üç Kitap

Her ne kadar arayı çok uzatmamaya çalışsam da , istediğim kadar sıklıkta yazamıyorum yine ne yazık ki. Haftalarca ara vermemden daha iyidir deyip teselli ediyorum artık kendimi, ne yapayım!

Artık içim bayıldı şu kitabı okuyorum , bu kitabı bitirdim gibi yorumlar yapmaktan. Sizler için de sıkıcı olacağını düşündüm artık. Elimden geldiğince farklı konular bulmaya çalışıyorum , ne kadar başarabiliyorum bilmiyorum ama elimden şuan bu kadarı geliyor , umarım ilerleyen zamanlarda daha da eğlenceli etkinlikler yapacağım. -İnanmak başarmanın yarısıdır!-
Bugün sizin için üç kitap seçtim. Bu üç kitap hayatımı etkileyen , belli olaylara bakış açımı değiştiren , hayatımda yer edinen kitaplar. Ve tabi ki bana göre etkileyici kitap olmasının yanı sıra da çok kaliteli kitaplar. Daha fazla uzatmadan kitaplara , kitaplarda beni etkileyen kısımların neler olduğuna geçmek istiyorum.

Kitaplarda beni en çok etkileyen kitap bu , diğerlerine göre en az etkileyen bu gibi bir sıralama yapmadım. Tamamen kütüphanemden alış sırama göre yorumlayacağım.
İlk olarak Canan Tan-Yüreğim Seni Çok Sevdi .
Bu kitabı daha önce zaten yorumlamıştım ve orda da beni ne kadar çok etkilediğinden bahsetmiştim. Ana karakterimiz Aslı'yla kendi kişiliğimi çok yakın bulmuş olmam ve onun yaşadığı olaylara tepkileri , benim öyle bir durumda vereceğim tepkilerle aynı olacağından da olsa gerek kitap beni çok derinden etkiledi. Kariyer - aşk ikilisi arasında yapılan seçimlerde hangisinin kişiyi gerçekten daha mutlu edeceğini sorgulattı bana. Hala okumadıysanız kesinlikle okumanız gereken bir kitap.



Alı Harrıs - İlk Son Öpücük
Genelde aşk kitaplarını okurken  bakış açım ''Hadii yaa , evet evet kesin öyle olur zaten.'' tarzında ve kitabın sonunda ''Bıraksana bu işleri , sadece kitaplarda olur bunlar.'' tarzındadır , bu değişmez , daha doğrusu değişmezdi. Bu kitap aşk kitaplarına olan bakış açımı değiştirdi , hatta sadece kitaplara değil tamamen aşka olan bakış açımı değiştirdi. Aslında anlık bir değişimdi , ben hala aşka inanmıyorum , aşk kitapları okumuyorum ama olsun yani. Bana o duyguyu yaşatabilen kendi tarzında ilk kitaptı. Aşkın yanında , anı yaşamanın da ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Size sunduğu örnekler o kadar güzel o kadar gerçekçi ki ''Bu sadece bir kitap '' diyemiyorsunuz . O an size okuduklarınız bir kitapmış gibi gelmiyor , sanki bir yerlerde yaşanan olayları hissediyormuş hissine kapılıyorsunuz ki bu kitabı çok etkileyici kılan bir unsur.


Ve son kitabım Canan Tan - Eroinle Dans
Polisiye alanında nasıl Ahmet Ümit hayranıysam , burada da Canan Tan hayranıyım sanırım. Buradaki konu Yüreğim Seni Çok Sevdi kitabından çok daha farklı tabi. Eroinle Dans kitabında arkadaşlık ilişkilerini görüyoruz , ve yine kitabın sonlarında kahroluyoruz. Yani en azından ben çok fazla etkilenmiştim. Kitap kesinlikle arkadaşlık ilişkilerinin önemini , arkadaşlarımızın/dostlarımızın hayatımızda kapladıkları yeri anlamamızda bize yardımcı oluyor. Canan Tan'ın yine mükemmel , okunulması gereken ve konusunu kolay kolay unutamayacağınız , hayatınıza yer edebilecek bir kitap.


Aslında tabi ki beni etkileyen kitaplar bu üç kitapla sınırlı değil. Fakat yazıların çok uzun olmasını sevmiyorum , bir yerden sonra sıkıcı bir hal alıyor , özellikle buna dikkat ederek sayıyı az tuttum.
Kitaplar arasında okuduklarınız varsa yorum atarak bildirmeyi , kitap hakkındaki görüşlerinizi söylemeyi unutmayın!

15 Şubat 2015 Pazar

Kitap Yorumu : İstanbul Hatırası - Ahmet Ümit

Uzun bir aradan sonra herkese merhaba! Ne zaman ''Artık çok aktif olucam'' desem , bir şey çıkıyor. Bu sefer de fena halde hasta olduğum için okuduğum kitapları yorumlayamadım. En son kitap okuyamadığımdan yakınıyordum , neyse ki o ruh halinden kurtuldum. Burada kitapları yorumlayamasam bile , biiir sürüü kitap okuyup bitirdim. Hepsinin sıra sıra , yakın zamanlar içerisinde yorumlarını paylaşacağım , her zaman olduğu gibi yine bir aksilik çıkmazsa tabi.

Bu aşırı gerekli (!) bilgilendirici kısımdan sonra gelelim yorumlayacağım kitaba. ''Höh be kızım , yine mi Ahmet Ümit yettin artık !!11!!'' dediğinizi duyar gibiyim... Ve size bu noktada hatırlatmak isterim ki , daha okuyacağım bir sürü Ahmet Ümit kitabı var , sanırım buna alışmanız gerekecek.
Ahmet Ümit'in en çok sevilen kitaplarından biri , hatta belki de en çok sevilen kitabı İstanbul hatırası. Özellikle edebiyat , tarih öğretmenlerinin çokça önerdiği bir kitap.
 Olaylar Sarayburnu'nda , Atatürk heykelinin ayaklarının dibinde bir cesedin bulunmasıyla başlıyor. Cesedin avuçlarında antik paralar bulunuyor , bu da bu cinayetin sıradan bir cinayet değil ; esaslı bir konuya dayandığını gösteriyor. Ve tabii , bu ceset son kurban olmuyor ; yedi tane cinayet işleniyor.
Kitap Ahmet Ümit'in her kitabı gibi soluk soluğa okunan , heyecanlı ve akıcı bir kitaptı. Özellikle İstanbul hakkında bu kadar tarihsel konuları işlemesi de kitabın , yazarın en sevilen kitapları arasında yer almasını sağlıyor. Hem tarih hakkında çoğu şeyi öğretiyor , hem de İstanbul'un fark edilemeyen güzelliklerini gözler önüne seriyor .


Ahmet Ümit'in en merak ettiğim kitaplarından biriydi ve kesinlikle beni hayal kırıklığına uğratmadı. Ahmet Ümit'e karşı ön yargısı olmayan herkesin severek okuyacağı bir kitap olduğunu düşünüyorum. (Ve tabi ki 5 yıldız verdim , söylememe gerek var mıydı?)
İstanbul Hatırası için söyleyebileceğim her şeyi söylediğimi düşünüyorum. Kesinlikle çok güzel bir kitaptı. Alın ve okuyun!
Başka kitaplarla , başka yazılarda görüşmek üzere (:

1 Şubat 2015 Pazar

Kitap Tag

Ilk defa mimlendim! Kıtaplar hakkında konustugum , okunmayı bekleyen kıtaplarımızın alıp basını gıtmesı durumu uzerıne beraber kederlendiğimiz sevgılı Zeynep mımlemıs benı , cok tesekkur ederım :)

1- Kitap okumak için evde belli bir yerin var mı?
Genelde odamda kıtap okumayı tercih etsem de kitap okumak için evde belli bir yerim yok

2- Ayraç mı yoksa rastgele bir kâğıt parçası mı?

Normal şartlarda kesinlikle ayraç! Yalnızca yanıma ayraç almayı unuttuğum zamanlarda kağıt parçası kullanıyorum.-Napıyım yani , sayfayı mı katlıyayım!? Öldürseniz yine yapmam!-


3- Kitap okumayı belirli bir zamanda mı durdurursun yoksa belirli bir bölümde ya da bölüm başında mı durdurursun?

Bir kitaba başladıysam ve gerçekten çok heyecanlı ilerliyorsa kesinlikle o heyecanlı kısmın önce bi sonuca varması lazım , yoksa o kitabı elimden kimse alamaz. Hatta deprem sırasında ''Anne yeaaa şu sayfayı da okıyıım öyle çıkalım noloouur'' dediğimi biliyorum ve sonrasında kitabı yanıma alıp deprem olurken kitap okuduğumu da... O yüzden genelde kitabın akışı belirliyor benim kitap okumayı nerede durduracağımı. Bazen bölüm başlarında , bazen okumam gereken yerleri okuyup rahatladığımda bırakıyorum kitap okumayı. Tabi bazı kitaplar oluyor ki heyecan hiç bitmiyor , sabaha kadar durup okuyorum.  O ayrı!

4- Okurken yemek yemek mi bir şeyler içmek mi?
Bu konuda aşırı sakar bi insanım. Genelde kitap okurken hiçbir şey yiyip içmemeye dikkat ederim. Kitap okurken biri yemem/içmem için bir şey verdiğinde genel tepkim ; ''Yaa ben şimdi kesin kitaba falan dökerim bunu al götür yemicem. Sen de uzakta ye , dökersin şimdi sıçrar kitabıma gelir.''

5- Kitap okurken televizyon seyretmek mi müzik dinlemek mi?
Kitap okurken sadece kitap okumayı tercih ediyorum , başka şeylerde işin içine girdiğinde dikkatim dağılıyor ister istemez.

6- Tek seferde bir kitap mı yoksa birden fazla kitap mı?
Normal şartlarda bir kitap okumaktan yanayım ama şu aralar çok fazla okunmayı bekleyen kitabım olduğundan iki-üç kitabı birden okuyorum. Ki bu hiç güzel bir durum değil. Genelde aynı tarz kitaplar okuduğum için illa ki bir kitaptaki bir karakter baskın diğerleri geri planda kalıyor. ''Aeyyy Eli fenalık getirdin bana he , ne biçim şeysin sen! Şimdi şurda bi Thomas olucaktı ki!''

7- Okurken evde mi yoksa her yerde mi okumayı tercih edersin?
Genelde evde okumayı tercih ediyorum. Annem huyumu bildiğinden kitap okurken karışmıyor bana , kitap bölünmüyor. Ama farklı bir yerdeyken , hele okuldayken bu durum tam bi fiyasko! Sürekli bir şey anlatıp anlatıp sayfayı üç kez okumama neden oluyorlar, sonra da sen beni dinlemiyor musun diye üste çıkmaya çalışıyorlar ; SENCE NE YAPIYORUM!? GİT VE BENİ KİTABIMLA BAŞ BAŞA BIRAK.

8- Kitabın, kafanın içinde yüksek sesle okunması mı yoksa sessizce okunması mı?

Sanırım sessizce okunması ; heyecansız ve sakin ^.^

9- Önündeki sayfaları okur musun yoksa sayfaları atlar mısın?

Normalde hiç sayfa atlamam , tamamen okurum kitabı. Yalnız birkaç istisnam var bu konuda.
Birincisi Ahmet Ümit kitaplarının son otuz sayfası. Kitabı okumaya başlıyorsunuz ve aklınızda şüpheliler oluşmaya başlıyor ama o otuz sayfada aklınıza hiç gelmeyecek hatta kitapta adı doğru düzgün geçmeyen biri çıkıp ''Eheheh altı yüz sayfa okudun kimlerden kimlerden şüphelendin ama katil benim'' diyor resmen. O yüzden olayların nasıl geliştiğini öğrenmek adına hemen son iki üç sayfaya geliyorum. Tabii atladığım yerleri sonradan dönüp okuyorum. Ayy bi de bayık bayık bi şeyi yirmi sayfada anlatan yazarların kitaplarında sayfaları atlıyorum. Hak verdiniz , dimi?

10- Ciltli kitap mı karton kitap mı ?
Kitap olsun da , nasıl olursa olsun!

11- Kitap yazıyor musun?
İlerde böyle bir şeye kalkışır mıyım bilmiyorum ama şuan için yazmıyorum.

Ben soruları cevaplarken baya eğlendim , cinnet geçirmediğim kısımlar da olmadı değil tabi! Mim için bir kere daha teşekkürler Zeynep , kitap okumamın da kitapları yorumlamamın da zor olduğu şu günlerde bu mim ilaç etkisi yarattı resmen :) Umarım okurken sıkılmamışsınızdır , benim kadar eğlenmişsinizdir.