30 Aralık 2015 Çarşamba

Yeni yıl, yeni kararlar. Biraz da kitaplar!

Yeni yıla girmemize sayılı gün kala -bir gün- yapacağım, daha doğrusu yapmayı istediğim bazı değişiklerden bahsedeceğim.

Burada sadece kitap yorumu yapmayacağım artık. Belki fark etmişsinizdir, farklı şeyler de yapmaya çalışıyorum ama bir yere kadar oluyor. Artık film, dizi yorumlarına da yer vereceğim. Hatta üzerine düşündüğüm, konuşmak istediğim bazı konuları da burada sizlerle paylaşabilirim, tabi buranın çok ''kişisel'' bir yer olmasını da istemiyorum, o yüzden buna önümüzdeki günlerde bakacağım.
Böyle bir karar almamdaki sebebi merak eden olursa, yazı yazmayı seviyorum, kitaplarla ilgili yorumlarımı yazmayı çok seviyorum ama burada kendimi yeterince ifade edemiyorum. Araya sürekli bir şeyler giriyor ve burayla ilgilenemediğim için boş bulduğum ilk anda ''özensiz'' bir fotoğraf çekip, ''ilgisiz'' bir şekilde yorum yazıyorum, bu da pek hoşuma gitmiyor.
En azından film, dizi yorumu yaparken; ya da farklı bir konuda bir şeyler yazarken kitaplar için daha güzel fotoğraflar çekmeye zamanım olabilir diye düşündüm.

İşte, aldığım kararlar bu yönde! Siz ne düşünüyorsunuz bilemiyorum, dilerseniz yorumlarınızla iyi ya da kötü düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz. -Kime göre, neye göre iyi-kötü? Yazın bir şeyler!-

Kuru sohbet olmasın diye de, şuraya ''yeni yıl'' hediyesi altında aldığım güzel iki kitabı koyuyorum hemen.
(Bu yıl 46 kitap okumuşum, bunu da buraya biraz hayal kırıklığı, biraz utanmış bir halde ekliyorum.)

20 Aralık 2015 Pazar

2015 Yılının Enleri

Yeni yıla çok az bir zaman kaldığından böyle bir paylaşım yapmak istedim. Bu seneyi okuma açısından verimli geçirdiğime inanıyorum. Yeni türde kitaplar okumaya fırsat buldum, herkesin övgüyle bahsettiği kitapları okuyabildim. Ve şimdi bunları tek bir başlık altında sizlerle paylaşıyorum.
Zaten daha önce yorumlarını yaptığımdan ekstra bir şey söylemeye gerek duymuyorum. Sadece şuan elimde olmadığından fotoğraflarda yer almayan ''Göğü Delen Adam'' kitabını da çok severek okuduğumu belirtmek isterim. 
  




Her şeyi fotoğraflarla ifade etmek pek anlamlı olmadı, ben de bunun farkındayım fakat sadece kitap adlarını listelemenin de fazla özensiz olacağını düşündüm. Gerçi fotoğraflar da son derece iç karartıcı, farkındayım! 
Kitaplarla ilgili uzuun yorumlarıma ulaşabileceğinizi düşünüyorum, hemen hemen hepsinin yorumunu daha önce girmiştim. 
Kısa zaman sonra daha farklı paylaşımlarla sizlerle olacağım, kendinize iyi bakın!

4 Aralık 2015 Cuma

Son Zamanda Okuduklarım

Genellikle burada kitap önerisi yaparken iki kez düşünüyorum. ''Acaba herkes benim  aldığım tadı alır mı?'' diye sormadan edemiyorum kendime. Ama son zamanda okuduğum bu üç şahane kitap, kesinlikle bu kitaplardan değil. Herkesin okuması gerektiğini düşündüğüm, üzerine söz söylenemeyecek nitelikte kitaplar. Çok fazla bir şey söyleyemeyeceğim için, ama bir yandan da burada yorumlamayı çok istediğim kitaplar olduğundan, hepsini bir yazıda toplamayı düşündüm. 

İlk olarak Kafka- Dönüşüm Hemen hemen herkesin bu kitabı duyduğunu, hatta okuduğunu düşünüyorum. O yüzden bunun üzerine çok fazla bir şey söylemeyeceğim. Eğer kitabı hala okumamış olanınız varsa, lütfen okuyun.

George Orwell - Hayvan Çiftliği ''1940'lardaki ''reel sosyalizm''in eleştirisi olan bu roman, dünya edebiyatındaki ''yergi'' türünün başyapıtlarından biridir. Hayvan Çiftliği'nin kişileri hayvanlardır. Bir çiftlikte yaşayan hayvanlar, kendilerini sömüren insanlara başkaldırıp çiftliğin yönetimini ele geçirirler. Amaçları daha eşitlikçi bir toplum oluşturmaktır. Aralarında en akıllı olanlar domuzlar, kısa sürede önder bir takım oluştururlar, devrimi de onlar yolundan saptırırlar.'' 

Ve son olarak Erich Scheurmann - Göğü Delen Adam Yine ''ödev'' başlığı adında okuduğum, ama beni asla hayal kırıklığına uğratmayan bir kitaptı. Kitapta bir kabile reisinin, Avrupa'ya gitmesi, oradaki yönetimi, yaşayışı gözlemlemesi ve daha sonrasında bunu halkına aktarmasına şahit oluyoruz. Günümüz insanını mükemmel bir şekilde eleştiren, olması gerekenle olanın nasıl karıştırıldığını, insanların değerlerini nasıl hiçe saydığını. tek değer verdiği şeyin ''ağır kağıtlar'' olduğunu anlatan, eleştiren; insanın dönüp kendini sorgulamasını sağlayacak ''Ben ne yapıyorum, nasıl yaşıyorum?'' demesini sağlayacak kusursuz bir yapıt.  

17 Kasım 2015 Salı

Kitap Yorumu: Abim Deniz

Bu kitap için yorum yazmayı uzun zamandır bekletiyorum çünkü ne yazacağımı bir türlü toparlayamadım. Beğendiğim ya da beğenmediğim kitapları yorumlaması daha kolay fakat eşi benzeri yok diyebileceğim bir kitabın yorumunu yapmakta çok zorlanacağımı düşündüm, ki değişen bir şey olmadı. Hala ne yazmam gerektiğini bilemiyorum.
Deniz Gezmiş hakkında daha önce birçok kitap okudum ama bu belirttiğim gibi çok farklıydı. Bunda olayların Deniz'in kardeşi Hamdi Gezmiş tarafından anlatılmasının çok fazla payı olduğunu düşünüyorum. Şuana kadar okuduğum kitaplarda ne yanlıştı, neyi ne kadar doğru anlamışım hepsini görme fırsatım oldu. Deniz'i tanıyan birinin onu anlatması çok başkaydı. Ve tabi bu Can Dündar'ın kalemiyle buluşunca da!
Çevremdeki herkese bu kitabı aldırdım ve abartısız üç haftadır kitap üzerine konuşuyoruz. Tabi ki herkese ''Alın, okuyun'' diyemiyorum. Gerçi daha önce Deniz'e dair tek bir cümle dahi okumamış insanın bile okuyabileceği türden bir kitap, hatta Deniz'i tanımak için kuşkusuz en iyi kitap. En iyisi siz Deniz'e dair bir şey okumadıysanız hatta merak dahi etmiyorsanız yine de alın okuyun ya! Okuyup pişman olacağınızı sanmıyorum.
Kitabı okuyan varsa lütfen yorum bıraksın, kitap hakkında konuşmayı çok isterim. Görüşmek üzere!

7 Kasım 2015 Cumartesi

Kitap Yorumu : Benim Balığım Yaşayacak

Kitabı bitireli hemen hemen üç hafta oluyor. Yorumunu yapmamaktaki amacım ise kitap hakkında oturup biraz düşünmek istemem. Normalde bir kitabı bitirdiğimde eğer yoğun bir dönemde değilsem yorumunu hemen girmeye çalışıyorum ama bu kitap bana göre üzerinde durup düşünülecek bir kitaptı.
Kitapta Nao'nun günlüğü bir şekilde Oliver ve Ruth'un eline geçiyor ve biz onlarla birlikte günlüğü okuyoruz.
Kitabın çoğunlukla çok fazla beğenildiğini biliyorum ama ben beğenemedim maalesef. Kendimi zorladım, kitap hakkında tahlillerde bulundum kendimce ama olmadı.
İlk olarak kitap sürükleyici bir kitaptı evet, kitabın sonuna kadar ''Acaba'' ''Bundan sonra ne olacak?'' gibi soruları sorup durdum kendime. Ama ne yazık ki kitabın sonu beni tatmin etmedi. İkinci olarak ise, kitabın çok fazla uzatıldığını düşünüyorum. İlk 300 sayfayı severek okumuştum, bazı şeyler daha kısa ve öz anlatılsaydı eğer, kitabın daha az ''sıkıcı'' olacağını düşünüyorum. -Kitap 594 sayfa ve durum böyle olunca sıkıcı bir hal alıyor.-
Ama dediğim gibi, her şeye rağmen sürekli ''Acaba?'' sorusunu sordurduğu için bitirdim kitabı. Ne çok güzeldi ne çok kötüydü, net olarak karar veremiyorum. Bu yüzden puanlama da yapmadım.

''Tavsiye eder misin?'' derseniz, eğer çok merak ediyorsanız indirimde de görürseniz alın diyebilirim. Ama eğer merak etmiyorsanız, başka kitaplara şans verin.

31 Ekim 2015 Cumartesi

Kitap Yorumu - Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları

Okuduğum, yorumlanmayı bekleyen kitapların sayısı bir hayli olunca artık bir şekilde bilgisayarın başına oturup yorumları girmemin zamanının geldiğini anladım. Ve evet, o gün bu gün!
Bu ay toplamda yedi kitap okudum ama her ay okuduklarımı belli bir başlık altında toplayıp yorum girme alışkanlığım olmadığından okuma sırama göre değil, karışık bir şekilde yorum yapacağım.
Kitabı D&R'ın internet sitesindeki indiriminde gördüm, aldım ve siparişim gelir gelmez hemen okumaya başladım.
Kitabın güzel olduğu hakkında yorumlar okuyordum sürekli ama açıkçası kendimi bir beklenti içine sokmamıştım, iyi ki de öyle yapmışım.
''Kitabı beğenmedim'' diyemiyorum ama, bir şeylerin eksik ya da yanlış olduğunu düşünüyorum. Yaratılmak istenen dünya güzel fakat bir şeyler bir şekilde çok basit geldi benim gözüme. Yazar belki kitabın sonuyla son hamlesini yapar dedim ama, kitabın sonunu da basit buldum.
Yoğun olmama rağmen iki günde bitirebildiğim, akıcı bir kitaptı ama bana sorarsanız ''mükemmel'' bir kitap değildi.

 
Kitaba üç puan verdim, daha fazla puan vermenin diğer kitaplarıma karşı haksızlık olacağını düşünüyorum.
Kitabı okuyanlar varsa eğer aranızda düşüncelerinizi benimle paylaşmanızı çok isterim. Görüşmek üzere!
 

8 Ekim 2015 Perşembe

Son Zamanda Okuduklarım

Okulların açılmasıyla birlikte, özellikle de derslerin ağırlaşmasıyla bir türlü kitap yorumu girmeye zaman bulamadım. Okuldan çok geç geliyorum ve hafta sonlarım da dolu ne yazık ki. En kısa zamanda kendime uygun  plan oluşturup, kitap yorumlarını belirli bir düzen içinde paylaşacağım. Neyse! Uzatmadan son zamanda okuduğum kitaplara geleyim.
Fotoğraf biraz ''temsili'' oldu. Nasıl bir yorgunlukla çektiysem, yorumunu gireceğim kitapları fotoğrafa dahil etmemişim.
Son zamanda okuduğum kitaplar
 

  • Ava DELLAIRA - Postacı Kapıyı Çalmayacak 4/5
  • Holly BOURNE - Sen Benim Diğer Yarımsın 5/5
  • Richelle MEAD - Vampir Akademisi 4/5
  • Ahmet ÜMİT - Patasana 3.5/5
  • Bir İdam Mahkumunun Son Günü -Çizgi roman- 3.5/5
  • Bir Yaz Gecesi Rüyası - Manga-  3.5/5
  • Richard BACH - Martı Jonathan Livingston 4/5
Son zamanlarda okuduğum kitapların hepsi bana göre gerçekten kaliteli kitaplardı, o yüzden hepsini kısa kısa bir yerde yorumlamak istemedim. Özellikle çok beğendiğim, beni çok şaşırtan kitapların yorumunu ayrı yapmak istiyorum. O zamana kadar ilgilenenlerin aklında bir fikir oluşması için yanlarına kaç puan verdiğimi yazdım. Görüşmek üzere!
 


24 Eylül 2015 Perşembe

4KİTAP 4KADIN! #2

Bundan aylar önce ''4KİTAP 4KADIN'' başlığı altında kitaplığımdan dört kitap seçip kitaptaki bayan karakterleri iyi ve kötü yanlarıyla ele almıştım. Şimdi de bunun ikinci kısmını yapıyorum. Hadi başlayım!
 
Bunun için seçtiğim kitaplar ve bayan karakterler ;
  • Unika Serisinden Unika
  • Tatlı Serisinden Anna Whitt
  • Cehennem Makinelerinden Tessa Gray
  • Ateşle Oyun Serisinden Annabella Parker


  • Unika Sefira halkının dört baş meleğinden bir tanesi. Melek olduğu için zaten eleştirebileceğim pek fazla özelliği yok. Unika'da sevmediğim tek özellik objektif olamaması, kendini sürekli olumlu düşünmeye itmeseydi ki bu birçok şeye mal oldu. Hatta bazı şeylerin yanlış gittiğini bildiği halde, olayların akışını değiştirmek için çaba göstermedi, olaylara çok iyimser yaklaştı. Bu beni biraz rahatsız etse de, çok da nefret ettiğim bir karakter değil Unika.
  • Anna kitaplarda tam olarak nefret ettiğim kız örneği ; bir kişiye aşık olup sanki dünyada sadece o varmış gibi davranan kızlar. Tamam arkadaşım, seviyorsun anladık da bu kadar olmaz ki! Bir rahat ver oğlana, iki yüz verme, biraz gurur yap. Nerdeee! İki güzel söze bizim kızın ağzı kulaklarında. Cidden beni sinir krizlerine sokan nadir karakterlerden. Tebrikler Anna!
  • Ve beni sinir krizine sokan karakterler derken, Tessa'dan bahsetmemek olur muydu hiç!? Gerçekten şu kızın adının geçtiği yerlerde kitabı uzak bir köşeye koyup sakinleşip okumaya öyle devam edesim geliyor. Söyleyeceğim şeyler kitapla ilgili olduğundan bir şey demem yanlış olacak. Sadece ne yaptığını ne hissettiğini bilmeyen, tutarsız biri olduğunu söyleyebilirim. En azından benim gözümde.
  • Ve son olarak Annabelle. Aslında tüm kitap boyunca birbirlerine soy isimleriyle hitap ettikleri için biz onu Parker olarak biliyoruz. Parker'da çok küçük şeyler dışında sinirimi bozan hiçbir şey olmadı, gerektiği yerde gereken hareketi yapmayı bilen, cesur bir kız. Sadece bazen  bazı şeyleri çok abarttığını düşündüğüm yerler oldu ama sonrasında durumu toparladı. Sevdiğim bir bayan karakter Parker, Tessa ve Anna'nın yanında adeta bir melek.

Bunu yaparken kendimi gelinlerini çekiştiren kayınvalideler gibi hissediyorum ama bir yandan da hoşuma gittiğini söylemezsem ayıp olur.
Amacım biraz da kitap yorumlarının dışına çıkıp biraz yüzünüzü güldürmek, başarabildiysem ne mutlu!

20 Eylül 2015 Pazar

Kısa Sürede Bitirdiğim Kitaplar

Hepimizin belirli dönemlerde kitap okumak istemediği oluyor, hatta özellikle yaz tatilinde ''okuyamama durumuyla'' çok sık karşılaşıyoruz. Ben de bunu göz önünde bulundurarak, hem bir solukta bitirdiğim hem de kaliteli olduğunu düşündüğüm kitapları sizlerle paylaşmak istedim. Tatil neredeyse bitmiş olsa da  -ki benim için çoktan bitti- çoğumuz yoğun tempoda kitap okumayı daha çok seviyoruz ve böyle kitaplara her zaman ihtiyaç duyuyoruz.
 
(Kitaplar arasında bir sıralama yapma gereği duymadım, gelişi güzel yazdım kitap isimlerini)
  • İpek Ongun- Bir Genç Kızın Gizli Defteri
  • Kahraman Tazeoğlu - Bambaşka
  • Wendy Hıggıns - Tatlı Şeytan
  • Bill Shapıro - Aşk Mektupları
  • Cındı Madsen - Aşk Bir Masalmış Derken
  • Amy Appleton - Gelin Avcısı
  • Papatya/Menekşe Kokulu Hikayeler
  • Kımberly Fısk - Bir Adım Sen Bir Adım Ben Son Adım Aşk
Özellikle iki kitap hakkında bir şeyler eklemek istiyorum. Eğer Kahraman Tazeoğlu'nun Vazgeçtim/Yaralı/Bukre gibi kitaplarını okuyup yazarın bir daha kitabını okumamaya karar verdiyseniz, Bambaşka kitabına bir şans verebilirsiniz derim. Daha önce Kahraman Tazeoğlu'nun herhangi bir kitabını okuyanlar bilirler ki, yazı yazmada çok başarılı bir isim. Düz cümleleri bile şiir gibi hatta. Sadece kurguda çok zayıf ve bu kitap da sadece yazılarının olduğu bir kitap. O yüzden şans verebilirsiniz.
 
Bahsetmek istediğim diğer kitap ise Aşk Mektupları. Bu kitap aslında tam olarak da kitap sayılmaz. Kişilerin birbirlerine yazdıkları mektupları içeriyor ve Bill Shapıro kişilerin izinlerini alarak bu mektupları toplayıp kitap haline getirmiş. Bazı mektuplar gerçekten o kadar güzel ve anlamlıydı ki! Alıntılarımda bu kitaptan çok fazla yararlanacağım zaten.
 
Benim herkesin sıkılmadan, kısa bir sürede okuyup seveceğini düşündüğüm kitaplar bunlardı. Umarım sizin açınızdan yararlı olmuştur. Görüşmek üzere!

16 Eylül 2015 Çarşamba

Kitap Yorumu : Gizli Bölüm - E.J. Allibis

Ve görmüş olduğunuz bu saçmalık ötesi fotoğraf ''Benim okulum açıldı arkadaşlar, mağdurum'' temalı fotoğrafımdır.
Şaka bir yana, okulun en güzel zamanları bu zamanlar. Okul değiştirdiğim için yeni bir ortama girdim, yeni insanlar tanıyorum.Bu sene çok yoğun ve zor geçeceği için bu zamanları ileriki zamanlarda mumla arayacağımı biliyorum ama yine de okul çok fazla zamanımı alıyor. Eve altıda geldiğim için o saatten sonra da bir şey yapamıyorum. Kitabı çok önce bitirmiş olmama rağmen yorumunu ancak şimdi yapabiliyorum o yüzden. Neyse, kısa kesip bir an önce kitap yorumuna geçiyorum. -Evet, bu kısa kesmiş halim (!)-
 
 
Kitap Unika üçlemesinin üçüncü ve son kitabı. Kitaplar birbiri ardına okunması gereken kitaplar olmadığı için, ben ilk kitaptan sonra üçüncü kitabını okudum.
Üçlemenin ilk kitabı olan Yeniden Doğuş kitabı, üçlemenin üçüncü kitabı olan Gizli Bölüm'ün devamındaki olayları anlatıyor. Bu yüzden ilk kitabı okurken hep olaylar nasıl buraya kadar geldi, ne oldu diye düşünmekten kendimi alamamıştım. Kitap bu konuda kesinlikle tatmin ediciydi, aklımdaki bütün soru işaretlerine yanıt oldu.
Genel olarak üçlemeyle ilgili bir yorum gireceğim zaten ama şuan için söyleyeceğim şeyler, üçlemenin hak ettiği değeri göremediğini düşündüğüm. Bence meleklere dair farklı bir bakış açısı oluşturuyor. Kısacası üçüncü kitabı ilk kitaba göre daha da çok sevdim, ikinci kitabını da alıp okumayı istiyorum.
 
Bu muhteşem fotoğraftan da anlayacağınız gibi kitaba puanım dört buçuk. Şu görüntünün içler acısı aynı zamanda da komik gözüktüğünün farkındayım ama ne yapayım yani, dört puan versem az beş puan versem çok olacaktı. Her ne kadar olmasa da, görmezden gelin artık. Görüşmek üzere!
 

13 Eylül 2015 Pazar

Okumaya Başlıyorum : Mekanik Prens - Cassandra Clare

Buralardan o kadar ayrı kaldım ki, deli gibi kitap yorumu yapmak istiyorum! Yazacak çok bir şeyim olmasa da, kısa da olsa bir şeyler yazmak, yazdığım şeylerin birileri tarafından okunduğunu bilmek hoşuma gidiyor.

Neyse, şimdi sevgi saçmayı bırakıp kitap yorumuna dönüyorum.
Aslında yine saçmaladığım türde bir yazı olacak çünkü kitap hakkında çok fazla bir şey söyleyemeyeceğim.

Yazarla tanışmam Cehennem Makineleri ile oldu ve bundan dolayı gerçekten çok mutluyum. Hiçbir kitabı iki kez okumayan ben, ilk kitabı tam üç kez okudum! Artık üçüncü okuyuşumda, okuduğum cümlenin ardından hangi cümlenin kurulduğunu, kimin ne söylediğini falan ezberler hale gelmiştim. İlk kitabı -Mekanik Melek- üç kez okumamın sebebi kitabı çok sevmemin yanı sıra kitapları bir solukta okuyup bitirmek istememem. Zaten üç kitaptan oluşuyor ve ben bu dünyaya hemen veda etmek istemiyorum.(Veda etmek istemediği Gölge Avcıları falan değil, Will.Çaktırmayın.) Ve biliyorum ki bitince içimde bir boşluk oluşacak, o yüzden okumayı erteliyordum ama daha fazla dayanamadım. Üçüncü kitabı da bitirdiğimde mutlaka yorumlarımı girerim zaten ama, bu çok uzun zaman alacağı için şimdiden Cehennem Makineleri'ni okuduğumu ve ne kadar sevdiğimi belirtmek istedim.
 
İkinci kitap da en az ilk kitap kadar güzel ilerliyor ama bu kitabı sevmediğini belirten çok fazla insanla karşılaştım o yüzden her an her şeye hazır bir durumda bekliyorum.
Cehennem Makineleri'ni okuyup sevenleri -ve tabiki Will'i- sizi sarılmaya davet ediyorum!




11 Eylül 2015 Cuma

Kitaplar Tehlikelidir Çünkü Kelimeler Bizi Değiştirme Gücüne Sahiptir #1

Bu sefer bir kitap yorumu yapmayacağım, daha farklı bir şey yapmayı deneyeceğim.
Genellikle burada kitabı sevip sevmediğimden bahsediyorum. Kitabın eksik bulduğum yönlerinden ya da kitabı sevmemde rol oynayan şeylerden. Daha çok fantastik kitapları okuduğumu göz önünde bulundurursam tabi ki de yaratılan dünya çok önemli. Ama benim için ondan da önemli bir şey var; karakterler ve onların hissettikleri.
Okuduğum kitabın içine girebilmek için o karakteri anlama, hissettiklerini hissetme ihtiyacı duyuyorum.
 Bazen karakterlerin kurduğu bir cümle kitabın bütün değerini değiştiriyor gözümüzde. O yüzden bu başlık altında bunu değerlendirmek istedim. Benim için anlam ifade eden, etkilendiğim, içimde bir yerlere dokunan, kendimi bulduğum sözleri ya da kişiler arasında geçen konuşmaları burada sizinle paylaşacağım. Böylece kitaplara daha fazla değer yükleyeceğimi düşünüyorum.

(Bir Adım Sen Bir Adım Ben Son Adım Aşk kitabından)
 
Üstüne eklemem gereken bir şey olduğunu sanmıyorum. Bana kalırsa okuyan herkesi etkileyebilecek nitelikte.
 
 
Eğer böyle bir şeye kalkışmış olmam hoşunuza gittiyse siz de bana katılın ve sevdiğiniz kitaptan hoşunuza giden sözleri yorum bırakın! 
 



 
 
 

9 Eylül 2015 Çarşamba

Okumaya Başlıyorum : Bir Yaz Gecesi Rüyası - Kate Brown

Daha önce manga okumamıştım ve okumayı da düşünmüyordum açıkçası ama yeniliklere açık olan bir insan olduğumdan alıp bir okuyayım dedim dersem yalan söylemiş olurum; gezdiğim kitapevinde çok çok çok uygun bir fiyata gördüğüm için aldım kitabı. Dediğim gibi manga okumak aklımda yoktu, hem sevip sevmeyeceğimi anlamak için hem de fiyatı çok ucuz olduğu için bir şans vermek istedim.
Mangaların normalde belirli bir konusu olup olmadığını bilemiyorum fakat bunun kesinlikle belirli bir konusu yok; iki hatta üç olayı ele aldığını düşünüyorum o yüzden çok fazla bir şey diyemeyeceğim. Söylemek istediğim tek şey fiyatına göre çok iyi bir manga. ''Aşk üçgeni'' tarzı bir olayı barındırıyor içinde ve onun yanı sıra güldüren kısımları da var, yani sıkıcı olmaktan uzak.

.Fotoğraftan da görüldüğü gibi çizimler siyah-beyaz fakat karakterlerin tanıtıldığı ilk sayfalar renkli Zaten etiket fiyatı da çok uygun olan mangalar, internetten alınca o fiyat daha da aşağıya iniyor. Eğer siz de manga okuyup okumamayı düşünüyorsanız ve uygun bir şeyler arıyorsanız şans verebilirsiniz. Tam olarak bitirmediğim için net bir şey söyleyemiyorum ama, şuan için 3,5 puanı kaptı gibi.

2 Eylül 2015 Çarşamba

Kitap Yorumu : Karanlık Zihinler- Alexandra Bracken

Bu kitabı okumayı düşünüp de okumayanın kalmadığını düşünsem de, okumuşken ben de kitapla ilgili yorumlarımı belirtmek istedim. Ne kadar da erken oldu ama dimi, herkes ikinci kitabı almış, okumuş, ikinci kitabın yorumlarını yazarken benim daha ilk kitabı yorumluyor olmam!


Normalde insanlar iyi yorum alan kitapları seveceklerini düşünürken, ben bazı serinin ilk kitaplarından dolayı -sevilen serilerin- bu anlayışımı değiştirdim. Artık insanların sevdiği kitapları sevemeyeceğimi düşünerek azıcııık önyargıyla başlıyorum  popüler olan kitaplara. Karanlık Zihinler'in de öyle olacağını düşünüyordum.
 İlk başta bazı şeyler karışık geldi ,ilk başta dediğim ilk yirmi sayfa falandım sanırım beğenmeyeceğim diye düşünerek okuduğum için hemen sıkılacağımı falan sandım, ama kitabı okumaya devam ettikçe böyle bir sorun kalmadı.
Açıkçası bol aksiyonlu bir kitap bekliyordum ama kesinlikle hayal kırıklığına uğramadım. Gerilimden uzak olsa da bence çok tatlış bir kitaptı, ki zaten genellikle ilk kitabıyla bize dünyasını tanıtan bunu yaparken de eğlendiren, sonraki kitaplarda gerilimin yükseldiği kitapları daha çok seviyorum.

Normalde dört puan verecektim ama, kitabın sonu beş puan vermeme neden oldu. İkinci kitabı da yakın zamanda almayı planlıyorum.

20 Haziran 2015 Cumartesi

ZIT KİTAPLAR TAG

Veeee bu sefer bir tag ile karşınızdayım! Normalde tag yapmayı sevmiyorum hatta daha önce hiçbir tagı yapmamıştım ama bunu yapmak istedim. Hadi hemen başlayalııııım
 
 
1- İlk Aldığın Kitap- Son Aldığın Kitap
 
Açıkçası ilk aldığım kitabı hiç hatırlamıyorum. Okumaya başladığımdan belli sürekli kitap okuyan biri oldum ve o yüzden bu çok da garip bir durum değil. Kitaplığıma baktığımda çocukluğumdan kalan tek kitap Ceren Ve Arkadaşları. En son aldığım kitap ise Tatlı Şeytan
 
2- En Ucuz Kitap- En Pahalı Kitap
 
Kitaplığımdaki en ucuz kitabım Kumarbaz, en pahalı kitabım ise Suç Ve Ceza. (Aslında en ucuz kitabım için başka kitaplar da seçebilirdim fakat yazarın iki ayrı kitabını seçmenin daha güzel olduğunu düşündüm)
 
3- Erkek Kahramanlı Bir Kitap- Kadın Kahramanlı Bir Kitap
 
Aslında seçilebilecek çok fazla kitap vardı fakat çok fazla adının geçmediğini düşündüğüm kitapları seçmek istedim. Kadın kahramanlı kitap için Aşk Bir Masalmış Derken, erkek kahramanlı bir kitap içinse Asi kitabını seçtim.
 
4- Hızlı Okunan Kitap - Yavaş Okunan Kitap
 
Hızlı okunan kitap Uyumsuz, yavaş okunan kitap ise Boş Koltuk
 
5- Güzel Kapak- Kötü Kapak
 
Güzel kapaklı kitabı seçmem çok zor oldu çünkü kitap kapakları konusunda çok fazla seçici değilim, yüzüne bakılır olsun yeter diyorum. Yine de bir şey seçmem gerektiği için İlk Son Öpücük'ü seçtim. Kötü kapak ise benim için kesinlikle Silinmeyen kitabının kapağı. Öyle güzel bir kitaba o kapak kesinlikle hiç olmamış.
 
6- Yerli Kitap- Yabancı Kitap
 
Eğer beni belli bir süredir takip ediyorsanız bilirsiniz , Ahmet Ümit'e minicik minicik çok ufacık bir hayranlığım var, o yüzden yerli kitap için onun bir kitabını seçmek istedim ve Beyoğlu'nun En Güzel Abisi'ni seçtim.
Kitaplığımın %90'ı yabancı yazarlardan oluştuğundan buna karar vermek de biraz zor oldu ama madem yerli kitap için polisiye türde bir kitap seçtim yabancı için de aynı şekilde seçeyim diyerek Paranoya'yı seçtim.
 
7- İnce Kitap- Kalın Kitap
 
En kalın kitap için Kader'i en ince kitap içinse Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat'ı seçtim. (Ceren ve Arkadaşlarını seçecektim fakat bir kitabı iki ayrı soru için kullanmak istemedim.)
 
8- Kurgu Olan- Kurgu Olmayan
 
Kurgu olan kitap için Anna Kan Giyinmiş Kız'ı , kurgu olmayan kitap için ise kişisel gelişim kitabı olan Gerçek Sır'ı seçtim.
 
9- Romantik - Macera
 
Romantik kitap için Piraye kitabını seçtim ama ne yazık ki macera kitabı için aklıma ''evet, şu '' diyebileceğim hiçbir kitap gelmedi.
 
10- Mutlu Eden Kitap - Üzen Kitap
 
Mutlu eden kitap için Kıyıya Vuran Deniz Kabukları'nı, üzen kitap için Yüreğim Seni Çok Sevdi'yi seçtim.
 

Tag'ler kitaplar açısından ne kadar bilgilendirici olur orası tartışılır ama umarım hoşunuza gitmiştir. Kitaplar hakkında merak ettiğiniz bir şey olursa yorum bırakmayı unutmayın ^^
 
 
 

8 Haziran 2015 Pazartesi

Kitap Yorumu : Mario Mazzanti - Şah Mat

''Suç psikiyatristi olarak polise destek vermekte olan Claps'in suçluların davranış profillerini inceleyerek olası şüphelileri tespit etmek gibi zor bir görevi vardır. Ancak bu sefer ortadaki cinayet hiç de basit değildir. Karşısında acımasız, kararlı, unutulmak istenmeyen ve şehrin korkulu rüyası olmayı amaçlayan bir seri katil vardır..''
 
 

 
Son zamanlarda okuduğum polisiye romanlardan hiç memnun değildim, Şah Mat bunun üzerine ilaç gibi geldi! Konu olarak baktığımızda evet, diğer kitaplarda olduğu gibi ortalıkta dolaşan bir seri katil var ve cinayetlerin ardı arkası kesilmiyor. Ama kitap kesinlikle bu klişeyle devam eden, sıkıcı bir kitap değil. Karakterleriyle, kurgusuyla çok akıllıca yazılmış bir kitap. Ve tabi ki kitabın sonunu tahmin etmek de neredeyse imkansız. Kitabı okurken sürekli ''Nasıl oldu bu şimdi, ama bunun böyle olması gerekmiyor muydu'' diye düşüne düşüne, hayret ede ede okudum kitabı.
 Polisiye sevenlerin okuması gerektiğini düşünüyorum ama, satrancı bilmiyorsanız ,en azından oyunun mantığını, kitabı algılamanız biraz daha zorlaşabilir. Sadece böyle bir dezavantajı var.
 
Kitabı okumaya başlarken hiçbir beklentim yoktu, bu nedenle beklediğimin çok çok üstünde bir kitap oldu. Yazarın elimde bir başka kitabı var, en yakın zamanda onu da okuyup yorumumu sizlerle paylaşacağım.
 
 


23 Mayıs 2015 Cumartesi

Son Zamanda Okuduklarım

Herkese merhaba! Düzenli olarak her ay ne okuduğumla ilgili paylaşım yapmadığım için ''Son Zamanlarda Okuduklarım'' başlığı altında okuduğum kitapların yorumlarını yapmaya karar verdim. Biraz art arda geldi biliyorum ama elimde okunmuş , yorumlanmayı bekleyen çok kitap var o  yüzden biraz daha erteleyemedim. Hadi başlayalım ^^
 
 
T.E SIVEC - GÜZEL BİR YALAN
Kapağına aldanıp '' bu ne biçim kitap, okumam ben bunu'' dediğim ve kitabı okuyup bitirdikten sonra favorilerim arasına giren bir kitap daha. Kitabın kapağını beğenenleriniz olabilir ama bu tür kapaklar bana tarihi aşkı çağrıştırdığı için sevmiyorum. Ki kapağı beğenmediğim için kitabın konusu hakkında da yanlış bir fikre kapıldım, kitap kesinlikle tarihi aşk kitabı değil. -Utanmasam dikkat dikkat tarihi aşk kitabı değildir yazacaktım , bu ne biçim cümle-
Kitap içinde sadece aşk konusunu barındırmayan, gerilimi düşmeyen ve olay örgüsüyle sizi hayrete düşüren cinsten bir kitap. Kesinlikle alınıp okunmalı. Serinin ikinci kitabını okumak için sabırsızlanıyorum! -Kitap, Ateşle Oyun serisinin birinci kitabı. Serinin dördüncü kitabı çıktı ya da çıkmak üzere , ülkemizde ikinci kitabı çevrildi.-
 
 
HANNAH RICHELL - KIYIYA VURAN DENİZ KABUKLARI
Kurgu açısından mükemmel diyebileceğim bir kitap olmasa da yine de çok beğendiğim sıkılmadan okuduğum bir kitap oldu.
Ana karakterimiz Dora. Ailesinin yaşadıklarının onun hayatına nasıl yansıyacağını, bazı şeyleri değiştirmek için verdiği çabaya şahit oluyoruz. Aslında ana karakter için tek bir kişiye seçmek bu kitap için doğru olur mu bilmiyorum, olay her bir karakterin gözünden tek tek inceleniyor ki bu da kitap için çok önemli artı bir özellik benim için.
Hikayesiyle sizi boğmayan, kaliteli zaman geçirmek için okunabilecek ve çıkarımlar yapılabilecek hoş bir kitap.
 
CİHAN ERDEM - AŞKIN KUSURSUZ HAMLESİ

Polisiye kitapları okumayı seviyorum ve belirli yazarlara bağlı kalmamak adına yeni yazarlara şans tanımak istedim ve kitabı alıp okumaya başladım. Kitabın konusu ardı sıra işlenen cinayetler ve katil bulunmaya çalışıyor -Ne kadar da ilginç-
Beğenmediğim kitapları anlatmakta daha çok zorluk yaşadığım için kitabın beğendiğim ve beğenmediğim yönlerini liste yaparak anlatmaya karar verdim.
 
           Kitabın Beğendiğim Yönleri
  1. Kitabın daha eeen başından itibaren Ahmet Ümit'le kıyaslamalara başlasam da kitabı alıp bir kenara koyasım gelmedi , akıcı bir şekilde ilerledi.
  2. Kitabın içinde kitap okumayı seven karakterler vardı .
  3. Kitaptaki Ali karakteri ve kız arkadaşını çok sevdim! Sanırım kitaba bir puan vermeme sebebim onlar oldu.
          Kitabın Beğenmediğim Yönleri
  1. İşlenen cinayetlerin Fuzuli ile alakalı olduğu söyleniyor ama işlenen cinayetler ile Fuzuli'nin alakası yok.
  2. Kitabın, işlenen cinayetlerin aşkla uzaktan yakından alakası yok.
  3. Kitapta bir konunun içinde başka bir konu da işlendiğinden esas konudan uzaklaşıldı.
  4. Bir anda saçma sapan olaylar gerçekleşti ve her olaydan da iki dakikada kurtulmayı başardılar. -Yazarın burada Rıza Baba ve ekibinden etkilendiğini düşünmeye başlamıştım-
  5. Karakterlerin birçoğunu  sevemedim , ayrıca karakterlerin adını yazsan yeterdi canım , soyadlarını yazarak neden kastın ki?
  6. ''Her kitapta aşk konusu işleniyor benim kitabımda da olmazsa olmaz nerden ne çıkarsaam'' düşüncesiyle yazılmış aşk tarzı bir şey vardı ortalıkta ki onun ortaya çıkışı da çok saçmaydı.
 
 
Sizin kitaplar arasında okuduklarınız ya da okumayı düşündükleriniz varsa yorumlarınızı/ilk izlenimlerinizi bekliyorum!
 
 


23 Mart 2015 Pazartesi

Kitap Yorumu : Dorian Gray'in Portresi - Oscar Wilde

Herkes gibi ben de okulda öğretmenler tarafından zorla okutulan/okutulmaya çalışılan kitaplara karşı önyargılı oluyordum ister istemez. Benim şanslı oluşumdan mı bilemiyorum ama öğretmenlerim tarafından şuana kadar okutulan bütün kitapları çok sevdim , hatta bir çoğunu iyi ki okumuşum dedim. Dorian Gray'in Portresi de kesinlikle bunlardan bir tanesiydi .

Olaylar Dorian Gray'in portresinin çizilmesiyle başlıyor ve kitap boyunca portrenin Dorian'ın hayatını nasıl etkilediğini görüyoruz. Tabii bu portrenin yanında , Dorian'ın hayatına giren insanların onu nasıl değiştirdiğine , kişiliğine nasıl yön verdiğine de tanık oluyoruz. ''Ya sen ne diyon'' diyenleriniz olabilir ama gerçekten bu kitap anlatılabilir cinsten değil.  ''Madem yorumlayamayacaksın niye bunları yazıyorsun boş yere zamanımızı çalıyorsun'' diyenleriniz de olabilir , ama bu kitap hakkında tek cümle yazabilecek durumda da olsam , yazmadan edemezdim çünkü gerçekten çok güzel bir kitap.
Kitap hakkındaki yorumlarım ne yazık ki mükemmel mükemmel mükemmel alın okuyun gibi kelimelerle sınırlı kaldı , başka türlü nasıl ifade edebileceğimi bilmiyorum.
Kitabı okuyan arkadaşlar aşağıya iki üç kelime bir şeyler yazsın da bari kitabı okumayanlar konu hakkında fikir sahibi olsunlar , ben beceremedim. Üzgünüm!

11 Mart 2015 Çarşamba

Son Zamanda Okuduklarım

Herkese merhaba! Uzun zamandır kitap yorumlarını giremiyordum , aksilikler yine peşimi bırakmadı bu defa da bilgisayar sorun çıkardı. Neyse ki artık buradayım. İki-üç haftalık bir süreçte çokça kitap okudum ve hepsinin yorumunu ayrı ayrı yapmak istemediğim için ''Son Zamanda Okuduklarım'' başlığı altında hepsini toplamak istedim. Çok fazla uzatmadan kitapları en iyi şekilde tanıtmaya çalışacağım sizlere. Hadi başlayalııım!

                                    Suç Ve Ceza
 Aslında kitabı iki sene önce okumuştum fakat okulda kitapla ilgili sınav yapılacağından ayrıntıları unutmuş olabileceğimi düşünüp tekrar okumaya başladım. Bence mükemmel bir kitap , okumayanlar hemen okumalı! Tabi kitabı alırken yayınevine dikkat edin , çeviri kitabın kalitesini etkiliyor. Benim okuduğum yayın evi Bookcase'di.

                                      Karanlık Gemi
Çocukluk yılları savaş zamanlarına denk gelen Kerim'in yaşadığı zorlukları , psikolojisini ele alan güzel bir kitaptı. Tek sorun - küçümsenmeyecek kadar büyük bir sorun- arka kapak yazısında neredeyse kitabın ilk iki yüz sayfası hakkında bilgi içermesiydi. Bu kesinlikle kitabın akıcılığını çok etkiledi , okurken çok sıkılmama neden oldu. Eğer bir yerde indirimde görürseniz alın , ama kesinlikle arka kapağını okumayın! Kitaba üç yıldız verdim.

                                            Aşk Ve Ölüm
 Kitabı indirimde bulup almıştım ve bir beklentim yoktu doğal olarak , kitap okumuş olmak için okumaya başladığım bir kitaptı açıkçası. Kitaba böyle başlayınca , kitap beklentilerimin çok üstünde çıktı. Konusunu uzun uzun anlatmak yerine tek cümleyle özetleyecek olursam , sevdiğiniz insan için neleri göze alabilirsiniz , sevdiğiniz kişinin katil olduğunu bilseniz onu sevmekten vazgeçer miydiniz sorularını içeren bir kitaptı - ne de güzel anlattım öyle (!)- Kitaba dört yıldız verdim.

                                              Gerçek Sır 
Uzun zaman önce hediye olarak aldığım bir kitaptı. O kadar uzun zamandır kitaplığımda duruyormuş ki , varlığını unutmuşum sıkışıp kalmış bir köşede. Kitaplığımı düzenlerken kitabı okumadığımı fark edince , bir de kolay okunabilecek bir kitap olduğunu bildiğimden okumaya başladım. Hayata dair korkularımızı , başarılarımızı engelleyen unsurları ele alan bir kitaptı genel olarak. Yazarın zaman zaman kendisini tekrarlaması dışında kitabı beğendim , dört yıldız verdim.

                                               Kar Kokusu 
''Hani Ahmet Ümit!!?'' dediğinizi duyar gibiyim , işte burada! Kitap diğer Ahmet Ümit kitaplarından farklı olarak içinde siyaseti daha çok barındırıyordu ve bu yüzden kitabın konusunu yazmak istemiyorum , rahatsız olan arkadaşlar olabilir. Kitap benim için kesinlikle mükemmeldi! Kitaba beş yıldız verdim . - Daha önce hiç dört yıldız verdiğim görülmedi-

                               Gizemli Cinayet Ve Sır Yumağı 
Bu iki kitabı birlikte ele almamın sebebi ikisinin de konusunun dedektiflik üzerine olması ve ikisini de beğenmemiş olmam.
Gizemli Cinayet kitabında cinayeti çözmek isteyen akıllı arkadaşımızın dedektiflik ile uzaktan yakından bir alakası yok ama böyle bir işe kalkışıyor. Üstelik karakter olaylardan o kadar uzak tutuluyor ki sanki ''Yaa ben kitap yazıcam da ne yazsam , ne yazsam? Dur yaa dedektif , polisiye yapayım bir şeyler , devamı gelir!'' düşüncesiyle yazılmış sanki kitap. Üzgünüm ama hiç beğenmedim , iki yıldız verdim.
Sır Yumağı kitabı ise biraz daha farklıydı. Sosyete Dedektifi Serisi'nin ilk kitabı olduğu için konuyu dedektiflik üzerine diye adlandırdım aslında , daha çok yakın bir kız arkadaşını işlemediği ama tek katil olarak gösterildiği zor durumdan kurtarmak için ajanlık yapan bir karakteri okuyoruz. Kitap bir yere kadar akıcıydı ama daha sonra tıkandı gibi hissettim açıkçası . Kitabın sonunu tahmin edince de hiçbir anlamı kalmadı kitabın benim için. Polisiye okuyan okurlar için , dedektiflik kitapları basit kalıyor sanki . Kitaba üç yıldız verdim.

Benim buralarda uzak kaldığım süreçte okuduğum kitaplar bunlardı. Oh ne iyi be , bir yazıyla hallettim işi! Siz neler okuyorsunuz? Bu kitaplar arasında okuduğunuz kitaplar var mı , varsa siz de benim gibi mi düşünüyorsunuz? Yorum bırakmayı unutmayın :)

22 Şubat 2015 Pazar

Hayatımı Etkileyen Üç Kitap

Her ne kadar arayı çok uzatmamaya çalışsam da , istediğim kadar sıklıkta yazamıyorum yine ne yazık ki. Haftalarca ara vermemden daha iyidir deyip teselli ediyorum artık kendimi, ne yapayım!

Artık içim bayıldı şu kitabı okuyorum , bu kitabı bitirdim gibi yorumlar yapmaktan. Sizler için de sıkıcı olacağını düşündüm artık. Elimden geldiğince farklı konular bulmaya çalışıyorum , ne kadar başarabiliyorum bilmiyorum ama elimden şuan bu kadarı geliyor , umarım ilerleyen zamanlarda daha da eğlenceli etkinlikler yapacağım. -İnanmak başarmanın yarısıdır!-
Bugün sizin için üç kitap seçtim. Bu üç kitap hayatımı etkileyen , belli olaylara bakış açımı değiştiren , hayatımda yer edinen kitaplar. Ve tabi ki bana göre etkileyici kitap olmasının yanı sıra da çok kaliteli kitaplar. Daha fazla uzatmadan kitaplara , kitaplarda beni etkileyen kısımların neler olduğuna geçmek istiyorum.

Kitaplarda beni en çok etkileyen kitap bu , diğerlerine göre en az etkileyen bu gibi bir sıralama yapmadım. Tamamen kütüphanemden alış sırama göre yorumlayacağım.
İlk olarak Canan Tan-Yüreğim Seni Çok Sevdi .
Bu kitabı daha önce zaten yorumlamıştım ve orda da beni ne kadar çok etkilediğinden bahsetmiştim. Ana karakterimiz Aslı'yla kendi kişiliğimi çok yakın bulmuş olmam ve onun yaşadığı olaylara tepkileri , benim öyle bir durumda vereceğim tepkilerle aynı olacağından da olsa gerek kitap beni çok derinden etkiledi. Kariyer - aşk ikilisi arasında yapılan seçimlerde hangisinin kişiyi gerçekten daha mutlu edeceğini sorgulattı bana. Hala okumadıysanız kesinlikle okumanız gereken bir kitap.



Alı Harrıs - İlk Son Öpücük
Genelde aşk kitaplarını okurken  bakış açım ''Hadii yaa , evet evet kesin öyle olur zaten.'' tarzında ve kitabın sonunda ''Bıraksana bu işleri , sadece kitaplarda olur bunlar.'' tarzındadır , bu değişmez , daha doğrusu değişmezdi. Bu kitap aşk kitaplarına olan bakış açımı değiştirdi , hatta sadece kitaplara değil tamamen aşka olan bakış açımı değiştirdi. Aslında anlık bir değişimdi , ben hala aşka inanmıyorum , aşk kitapları okumuyorum ama olsun yani. Bana o duyguyu yaşatabilen kendi tarzında ilk kitaptı. Aşkın yanında , anı yaşamanın da ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Size sunduğu örnekler o kadar güzel o kadar gerçekçi ki ''Bu sadece bir kitap '' diyemiyorsunuz . O an size okuduklarınız bir kitapmış gibi gelmiyor , sanki bir yerlerde yaşanan olayları hissediyormuş hissine kapılıyorsunuz ki bu kitabı çok etkileyici kılan bir unsur.


Ve son kitabım Canan Tan - Eroinle Dans
Polisiye alanında nasıl Ahmet Ümit hayranıysam , burada da Canan Tan hayranıyım sanırım. Buradaki konu Yüreğim Seni Çok Sevdi kitabından çok daha farklı tabi. Eroinle Dans kitabında arkadaşlık ilişkilerini görüyoruz , ve yine kitabın sonlarında kahroluyoruz. Yani en azından ben çok fazla etkilenmiştim. Kitap kesinlikle arkadaşlık ilişkilerinin önemini , arkadaşlarımızın/dostlarımızın hayatımızda kapladıkları yeri anlamamızda bize yardımcı oluyor. Canan Tan'ın yine mükemmel , okunulması gereken ve konusunu kolay kolay unutamayacağınız , hayatınıza yer edebilecek bir kitap.


Aslında tabi ki beni etkileyen kitaplar bu üç kitapla sınırlı değil. Fakat yazıların çok uzun olmasını sevmiyorum , bir yerden sonra sıkıcı bir hal alıyor , özellikle buna dikkat ederek sayıyı az tuttum.
Kitaplar arasında okuduklarınız varsa yorum atarak bildirmeyi , kitap hakkındaki görüşlerinizi söylemeyi unutmayın!

15 Şubat 2015 Pazar

Kitap Yorumu : İstanbul Hatırası - Ahmet Ümit

Uzun bir aradan sonra herkese merhaba! Ne zaman ''Artık çok aktif olucam'' desem , bir şey çıkıyor. Bu sefer de fena halde hasta olduğum için okuduğum kitapları yorumlayamadım. En son kitap okuyamadığımdan yakınıyordum , neyse ki o ruh halinden kurtuldum. Burada kitapları yorumlayamasam bile , biiir sürüü kitap okuyup bitirdim. Hepsinin sıra sıra , yakın zamanlar içerisinde yorumlarını paylaşacağım , her zaman olduğu gibi yine bir aksilik çıkmazsa tabi.

Bu aşırı gerekli (!) bilgilendirici kısımdan sonra gelelim yorumlayacağım kitaba. ''Höh be kızım , yine mi Ahmet Ümit yettin artık !!11!!'' dediğinizi duyar gibiyim... Ve size bu noktada hatırlatmak isterim ki , daha okuyacağım bir sürü Ahmet Ümit kitabı var , sanırım buna alışmanız gerekecek.
Ahmet Ümit'in en çok sevilen kitaplarından biri , hatta belki de en çok sevilen kitabı İstanbul hatırası. Özellikle edebiyat , tarih öğretmenlerinin çokça önerdiği bir kitap.
 Olaylar Sarayburnu'nda , Atatürk heykelinin ayaklarının dibinde bir cesedin bulunmasıyla başlıyor. Cesedin avuçlarında antik paralar bulunuyor , bu da bu cinayetin sıradan bir cinayet değil ; esaslı bir konuya dayandığını gösteriyor. Ve tabii , bu ceset son kurban olmuyor ; yedi tane cinayet işleniyor.
Kitap Ahmet Ümit'in her kitabı gibi soluk soluğa okunan , heyecanlı ve akıcı bir kitaptı. Özellikle İstanbul hakkında bu kadar tarihsel konuları işlemesi de kitabın , yazarın en sevilen kitapları arasında yer almasını sağlıyor. Hem tarih hakkında çoğu şeyi öğretiyor , hem de İstanbul'un fark edilemeyen güzelliklerini gözler önüne seriyor .


Ahmet Ümit'in en merak ettiğim kitaplarından biriydi ve kesinlikle beni hayal kırıklığına uğratmadı. Ahmet Ümit'e karşı ön yargısı olmayan herkesin severek okuyacağı bir kitap olduğunu düşünüyorum. (Ve tabi ki 5 yıldız verdim , söylememe gerek var mıydı?)
İstanbul Hatırası için söyleyebileceğim her şeyi söylediğimi düşünüyorum. Kesinlikle çok güzel bir kitaptı. Alın ve okuyun!
Başka kitaplarla , başka yazılarda görüşmek üzere (:

1 Şubat 2015 Pazar

Kitap Tag

Ilk defa mimlendim! Kıtaplar hakkında konustugum , okunmayı bekleyen kıtaplarımızın alıp basını gıtmesı durumu uzerıne beraber kederlendiğimiz sevgılı Zeynep mımlemıs benı , cok tesekkur ederım :)

1- Kitap okumak için evde belli bir yerin var mı?
Genelde odamda kıtap okumayı tercih etsem de kitap okumak için evde belli bir yerim yok

2- Ayraç mı yoksa rastgele bir kâğıt parçası mı?

Normal şartlarda kesinlikle ayraç! Yalnızca yanıma ayraç almayı unuttuğum zamanlarda kağıt parçası kullanıyorum.-Napıyım yani , sayfayı mı katlıyayım!? Öldürseniz yine yapmam!-


3- Kitap okumayı belirli bir zamanda mı durdurursun yoksa belirli bir bölümde ya da bölüm başında mı durdurursun?

Bir kitaba başladıysam ve gerçekten çok heyecanlı ilerliyorsa kesinlikle o heyecanlı kısmın önce bi sonuca varması lazım , yoksa o kitabı elimden kimse alamaz. Hatta deprem sırasında ''Anne yeaaa şu sayfayı da okıyıım öyle çıkalım noloouur'' dediğimi biliyorum ve sonrasında kitabı yanıma alıp deprem olurken kitap okuduğumu da... O yüzden genelde kitabın akışı belirliyor benim kitap okumayı nerede durduracağımı. Bazen bölüm başlarında , bazen okumam gereken yerleri okuyup rahatladığımda bırakıyorum kitap okumayı. Tabi bazı kitaplar oluyor ki heyecan hiç bitmiyor , sabaha kadar durup okuyorum.  O ayrı!

4- Okurken yemek yemek mi bir şeyler içmek mi?
Bu konuda aşırı sakar bi insanım. Genelde kitap okurken hiçbir şey yiyip içmemeye dikkat ederim. Kitap okurken biri yemem/içmem için bir şey verdiğinde genel tepkim ; ''Yaa ben şimdi kesin kitaba falan dökerim bunu al götür yemicem. Sen de uzakta ye , dökersin şimdi sıçrar kitabıma gelir.''

5- Kitap okurken televizyon seyretmek mi müzik dinlemek mi?
Kitap okurken sadece kitap okumayı tercih ediyorum , başka şeylerde işin içine girdiğinde dikkatim dağılıyor ister istemez.

6- Tek seferde bir kitap mı yoksa birden fazla kitap mı?
Normal şartlarda bir kitap okumaktan yanayım ama şu aralar çok fazla okunmayı bekleyen kitabım olduğundan iki-üç kitabı birden okuyorum. Ki bu hiç güzel bir durum değil. Genelde aynı tarz kitaplar okuduğum için illa ki bir kitaptaki bir karakter baskın diğerleri geri planda kalıyor. ''Aeyyy Eli fenalık getirdin bana he , ne biçim şeysin sen! Şimdi şurda bi Thomas olucaktı ki!''

7- Okurken evde mi yoksa her yerde mi okumayı tercih edersin?
Genelde evde okumayı tercih ediyorum. Annem huyumu bildiğinden kitap okurken karışmıyor bana , kitap bölünmüyor. Ama farklı bir yerdeyken , hele okuldayken bu durum tam bi fiyasko! Sürekli bir şey anlatıp anlatıp sayfayı üç kez okumama neden oluyorlar, sonra da sen beni dinlemiyor musun diye üste çıkmaya çalışıyorlar ; SENCE NE YAPIYORUM!? GİT VE BENİ KİTABIMLA BAŞ BAŞA BIRAK.

8- Kitabın, kafanın içinde yüksek sesle okunması mı yoksa sessizce okunması mı?

Sanırım sessizce okunması ; heyecansız ve sakin ^.^

9- Önündeki sayfaları okur musun yoksa sayfaları atlar mısın?

Normalde hiç sayfa atlamam , tamamen okurum kitabı. Yalnız birkaç istisnam var bu konuda.
Birincisi Ahmet Ümit kitaplarının son otuz sayfası. Kitabı okumaya başlıyorsunuz ve aklınızda şüpheliler oluşmaya başlıyor ama o otuz sayfada aklınıza hiç gelmeyecek hatta kitapta adı doğru düzgün geçmeyen biri çıkıp ''Eheheh altı yüz sayfa okudun kimlerden kimlerden şüphelendin ama katil benim'' diyor resmen. O yüzden olayların nasıl geliştiğini öğrenmek adına hemen son iki üç sayfaya geliyorum. Tabii atladığım yerleri sonradan dönüp okuyorum. Ayy bi de bayık bayık bi şeyi yirmi sayfada anlatan yazarların kitaplarında sayfaları atlıyorum. Hak verdiniz , dimi?

10- Ciltli kitap mı karton kitap mı ?
Kitap olsun da , nasıl olursa olsun!

11- Kitap yazıyor musun?
İlerde böyle bir şeye kalkışır mıyım bilmiyorum ama şuan için yazmıyorum.

Ben soruları cevaplarken baya eğlendim , cinnet geçirmediğim kısımlar da olmadı değil tabi! Mim için bir kere daha teşekkürler Zeynep , kitap okumamın da kitapları yorumlamamın da zor olduğu şu günlerde bu mim ilaç etkisi yarattı resmen :) Umarım okurken sıkılmamışsınızdır , benim kadar eğlenmişsinizdir.

18 Ocak 2015 Pazar

Okumaya Başlıyorum : Karanlık Gemi - Sherko Fatah

Genelde popüler olan ya da birinin okuyup çok beğendiği , önerdiği kitapları okumamaya özen gösteriyorum. Neden böyle bilmiyorum ama kitapçıya gidip kitapları araştırmak , kitapları kendim keşfetmeyi daha çok seviyorum. Karanlık Gemi de onlardan bir tanesi.
Kitabı gördüğüm anda gözüme çarpmıştı. Adı ve kapağı çok gizemli gelmişti bana ve o yüzden satın almıştım.
Kitabın arka kapak yazısını okuduğumda da etkilenmiştim tabi , o da beni kitaba çeken ayrı bir özellik.
Kitabın konusuna gelecek olursak kitapta ana karakterimiz Kerim'in hayatı anlatılıyor. Az önce kitabın arka kapak yazısını okuduğumdan bahsetmiştim , onu okuduğumda kitabın macera kitabı olacağını düşünmüştüm fakat öyle değildi. (İlk yüz sayfası değildi , sonrasında işler değişiyor orası ayrı.) Kitapta daha çok savaş zamanında çocukluğunu yaşayan , daha doğrusu yaşayamayan Kerim'in psikolojisi anlatılıyor , anlamamız bekleniyor. Psikolojik tarzda kitap okumayı sevenlerin severek okuyacağı ama sevmeyenleri ne yazık ki en azından kitabın başlarını sevemeyeceğini düşündüğüm bir kitap.
Kitapla ilgili beğenmediğim tek şey , arka kapak yazısının aşırı detaylı olması. Arka kapak yazısını okuyan bir insan kitabı okumadan kitabın ilk yarısında olan olayları anlayabilir. Buna rağmen okurken sıkıntı çekmiyorum ama , her şey bu kadar detaylı yazılmasa daha iyi olurmuş sanki. Bunun dışında beğenerek okuduğum bir kitap.