30 Aralık 2014 Salı

Kitap Yorumu : Beyoğlu'nun En Güzel Abisi - Ahmet Ümit

Aslında kitabı üç dört gün önce bitirmiştim fakat sınav haftasında olduğum için yorumunu yapamamıştım. Nihayet kitap hakkındaki yorumumu sizlerle paylaşabiliyorum!
Aslında kitap klasik Ahmet Ümit kitaplarındandı bana sorarsanız . Zaten kitapların konusu polisiye olduğundan çok da farklı olamıyor. Kitabı okuyanlar kitabı , Ahmet Ümit'in en güzel kitabı diye nitelendirdiklerinden biraz daha fazla bir beklentiyle başlamıştım açıkçası. Hayal kırıklığına uğradım mı ? Tabi ki uğramadım! Her zamanki gibi bir sonraki sayfaya heyecanla geçerek okudum kitabı.
Kitap diğer kitaplara oranla daha keyifliydi benim için . Kitaptaki her bir karakteri ayrı ayrı sevdim. İlk kez Ahmet Ümit'in kitabını ''Şimdi ne olacak acaba?'' gerilimi içinde değil de keyifle okudum. Tabi her kitapta olduğu gibi bu kitapta da bir cinayetin sonrasında işlenen birçok cinayet vardı , orası ayrı. - Umarım bunu söylediğim için rahatsız olmamışsınızdır-
Kitapla ilgili illa ki net bir eleştiri yapmam gerekirse , sanırım sonunu biraz basit buldum . Tabii yine katilin kim olduğunu tahmin edemedim , orası ayrı bir konu . Ama olaylar öyle heyecanlı ilerlemişti ki , cinayetin de biraz daha gizemli biraz daha önemli bir sebepten işlenmiş olmasını bekliyordum.
Genel olarak bakıldığında çok , çok güzel bir kitaptı. Kitabı okumayan ve benim gibi Ahmet Ümit hayranı olanlara gönül rahatlığıyla tavsiye edebileceğim bir kitap.

16 Aralık 2014 Salı

Okumaya Başlıyorum : Ahmet Ümit - Beyoğlu'nun En Güzel Abisi

Uzun zamandır belli sebeplerden dolayı kitap okuyamıyorum. Aslında normalde başka insanların tersine , yoğun olduğum zamanlarda daha hızlı kitap okuyorum , daha çok kitap bitiriyorum. Bir nevi kaçış olarak görüyorum sanırım kitap okumayı. Ama bu sefer öyle olmadı ne yazık ki. Elime hangi kitabı aldıysam geri bıraktım , kitaplar ne kadar güzel olursa olsun okutturamadı kendini bana bu dönemde. Kitap okumayı da çok özlediğimden ''Bu iş böyle olmayacak'' deyip asla elimden bırakamayacağım bir yazarın merak ettiğim bir kitabını okumaya karar verdim.
Konusu hakkında hiçbir fikrim yok fakat nedense Ahmet Ümit'in bende okunmayı bekleyen kitaplarının arasında en çok merak ettiğim Beyoğlu'nun En Güzel Abisi oldu.
Daha okumaya başlamadan o kadar çok övdüm ki kitabı , okumaya başladıkça yorumlarım ne şekilde değişecek merak ediyorum doğrusu.

Aranızda kitabı okuyanlar varsa , ya da içinizde benim gibi Ahmet Ümit hayranları varsa yorum bırakmayı unutmayıııın! :)

8 Aralık 2014 Pazartesi

Kitap Yorumu : Karanlığın Ateşi - Elle Jasper

Kısa bir süre önce serinin ikinci kitabı olan Kana Susamış kitabını bitirmiştim. Serinin üçüncü kitabına geçmeden başka kitapları okuyayım dedim ama , olmadı! İkinci kitapta olaylar öyle bir yerde kalmıştı ki , başka bir kitabı okuyamadım , elime hangi kitabı aldıysam geri bıraktım. Ve sonunda bir solukta bitirdim kitabı.
Serinin ikinci kitabına göre kesinlikle çok daha güzeldi. Duygusallığın ön planda olmasından çok , esas konu ön plana çıkmıştı. Olması gerektiği gibiydi yani.
Daha önce Kana Susamış kitabını yorumlarken , Kara Mürekkep Günceleri'nin bir üçleme olduğunu yazmıştım sanırım. Daha sonra üçleme değil de seri olduğunu öğrendim. ''Bu kadar seviyor seriyi madem , niye bu kadar duygusuz bir şekilde yazdı ki şimdi bu bunu!'' dediğinizi duyar gibiyim , demeyin arkadaşlar. Ben bu yüzden seri okumayı sevmiyorum işte! Bir seriyi beğeniyorum ya kitapları çok geç çevriliyor ya da hiç çevrilmiyor. Evet , ne yazık ki bu seri de okuyucusu az olduğundan diğer kitapları çevrilmeyen serilerden. İki güzel kitabı da var bu serinin ama ne yazık ki çevrilmiyor. Tek tesellim serinin üçüncü kitabının heyecan uyandırmayacak bir yerde bitmiş olması. Serinin ikinci kitabında olduğu gibi olsaydı ne yapacaktım hiç bilmiyorum.
Serinin ilk kitabı temin edilmeyerek ve diğer kitapları çevrilmeyerek kesinlikle yazık oluyor.
Sizin başınıza da hiç böyle bir olay geldi mi ? Peki ya favori seriniz hangisi?

2 Aralık 2014 Salı

Okumak İstediğim Kitaplar #2

Uzun zamandır , okumak istediğim kitaplarla ilgili bir yazı yazmamıştım. Hazır okuyamadığım kitaplarım da birikmişken fırsat bu fırsat diyerek yazmaya karar verdim.
Okunmayı bekleyen altı tane kitabım var , bir çoğunuza göre bu sayı az olabilir ama bana göre çok fazla. Kitaplarımın birikmesinde beklenmeyen indirimlerle karşılaşmam , asla hayır diyemeyeceğim kitapların çok uygun bir fiyatta olması etkili tabi ki. Çok uzatmadan , okunmayı bekleyen kitaplarıma geçelim!

Umutsuz Aşıklar Sokağı , Aşk Ve Ölüm ve Savrulan Hayatlar kitabını aynı gün içerisinde aldım. Bundan önce binlerce kez söylediğimi biliyorum , ve tekrar söylüyorum ; aşk ile ilgili kitaplar okumaktan nefret ederim. İşte kitap okumaya aşık olmanın da başka bir yanı , konusu şöyle böyle demeden indirimde kitap bulunca o kitapları orada bırakamıyorsun.
Artık kitapların arka kapak yazılarını okuma alışkanlığımı bıraktığımdan , kitaplarla ilgili bir fikrim yok. Okumaya başladıkça kitaplarla ilgili bilgiler vereceğim.

Bu üç kitaptan farklı bir günde aldığım diğer iki kitap ise Ahmet Ümit'in İstanbul Hatırası ve Beyoğlu Rapsodisi. Genelde insanlar ya Ahmet Ümit'in kurgusuna hayran kalıyor ya da nefret ediyor. Ben anladığınız üzere bu hayran kalan kesimdenim. Sırasıyla Ahmet Ümit'in bütün kitaplarını okumak istiyorum , şimdilik aldığım kitaplar da bunlar oldu.

Vee son olarak aldığım ve en çok merak ettiğim kitap ise Londra İblisi. Kitabın kapağını görünce direk bu kitap benim olmalı dedim kendime. Iı-ııh ben az önce arka kapak yazılarını okumaktan vazgeçtim demiştim , dimi? Evet, bildin! Tabi ki de bu kitabın arka kapak yazısını okumasaydım merakımdan ölecektim , benden değerli değil ya! Ama ne yalan söyleyeyim , konusu hakkında en ufak bir fikir oluşmadı kafamda. Kitapta şeytanlar , melekler , vampirler her şey var. Kitabı okumak için sa bır sız la nı yo rum!
 
Benim okunmayı bekleyen kitaplarım bunlardı . Peki ya sizin? Kaç tane kitap kütüphanenizde okunmayı bekliyor? Benim okumadığım kitaplardan okuduklarınız var mı?

27 Kasım 2014 Perşembe

Kitap Yorumu : Güneş Ülkesi - Thoma Campanella

Sanıyorum ki her okulda zorla kitap okutmaya bayılan üstelik bir de okuttuğu kitaptan sınav yapan öğretmenler bulunuyor. Bu da o kitaplardan birisi. Neyse!
Sizlerde de böyle bir şey var mı bilmiyorum ama , bir öğretmen şu kitabı alın okuyun dediğinde bana sanki o kitap dünyanın en can sıkıcı , sadece zaman kaybından ibaret bir kitapmış gibi geliyor. Şuana kadar öğretmenlerin alın okuyun dediği ve benim beğenmediğim hiçbir kitap olmamasına karşı bende böyle bir etki bırakıyor.
Güneş Ülkesi de benim ön yargıyla okumaya başladığım bir kitap oldu. Kitabı okudukça ne kadar yanıldığımı ve aslında felsefe , yönetim konulu kitapları okumaya ne kadar meyilli olduğumu anladım.
 
Güneş Ülkesi adlı ülkenin yönetiminden tutun da insanların yedikleri içtiklerine kadar her şey anlatılıyor bu kitapta. Yer yer sıkıldığım oldu, kabul. Ama genel anlamıyla çok güzel bir kitaptı ve bana bir şeyler kattığını düşünüyorum. Felsefe ya da yönetimle ilgili kitap okumayı sevenlerin çoğunun zaten önceden okuyup bitirdiği bir kitaptır diye tahmin ediyorum , okumayanlara da şiddetle tavsiye ediliiir!

23 Kasım 2014 Pazar

4KİTAP 4KADIN! #1

Bugün her zamankinden biraz daha farklı bir şey yapmak istedim. Kitaplığımdan rastgele dört tane kitap seçtim ve şimdi bu dört kitaptaki dört bayan karakteri sevdiğim ve sevmediğim yönleriyle ele alacağım.

İlk olarak Kana Susamış kitabıyla başlamak istiyorum. Kitaptaki bayan karakterimiz Riley. Çok güçlü ve gücünün farkında olan bir kız. Bu yüzden de çevresinde onu koruyup kollayacak birinin olmasından pek fazla hoşlanmıyor. - Özellikle de erkek arkadaşı Eli'yi- Riley ne kadar bundan hoşlanmasa da içinde bulunduğu durumdan dolayı ne kadar güçlü olursa olsun yanında birilerinin bulunması gerekiyor ve tek başına olmaktan mutluluk duysa da zaman zaman yanında onu koruyan birilerinin olduğunu bilmek kendini iyi hissettiriyor. Riley'de sevmediğim tek şey sevdiği adama sevgisini çok fazla hatta neredeyse hiç belli etmemesiydi. Karşısındaki adamı çok sevmesine ve bunu bilmesine rağmen hiçbir zaman bunu ona söylemeyişi aralarındaki ilişkinin kopukluğuna sebep oluyordu ve bunu okuyucuya hissettiriyordu.

Diğer bir kitabımız İlk Son Öpücük. Kitaptaki karakterimiz Molly.
Kitapta Molly'nin gençlik yıllarını da okuduğumuzdan karakteri hakkında ve ne ölçüde değiştiği hakkında daha net yorum yapabileceğim. Molly Ryan'la - erkek karakterimiz- tanışmadan önce asi , aşka inanmayan bir kızdı. Ve Ryan'la tanıştıktan sonra bile değişmeyen bariz özelliği yaşadığı anın kıymetini bilmemesi , sürekli başkalarının onlar hakkında ne düşüneceğini düşünüp hiçbir şeyi isteği gibi yaşayamamasıydı. Beni çok fazla rahatsız etmese de bazı okuyucuların burda Molly'e sinir olduklarını hissediyorum :)

 
Okuyanları çok fazla sıkmamak adına geriye kalan iki kitabı da ikinci bir blog yazısıyla yazacağım .
 Bu iki güzel kitaptan herhangi birini okuyanınız var mı , sizin karakterler hakkındaki düşünceleriniz neler? ;)

9 Kasım 2014 Pazar

Kitap Yorumu : Kana Susamış - Elle Jasper

Kitabı çok uzun süren bir zamanın ardından nihayet bitirdim! Yanlış anlaşılmasın , kitabı uzun bir sürede bitirmemin sebebi kitabı beğenmemem değildi. Ne yazık ki yine sınav haftama denk gelen ve nasıl bittiğini anlayamadığım kitaplardan biri oldu.

Kitapla ilgili önceki yazımda da söylediğim gibi ana karakterimiz Riley , hem bir kurt tarafından hem de bir vampir tarafından ısırılıyor. Isırılmasının üzerinden daha çok az zaman geçtiğinden şuan için kurt özelliklerini de vampir özelliklerini de çok az taşıyor.
Kitabın başlarında esas konunun geri planda kaldığını , kitapta aşkın daha öncelikli olarak işlendiğini sanmıştım . Ama öyle olmadı. Kitap kesinlikle esas konusunu -vampirliği- çok iyi işliyor. Her geçtiğiniz sayfada yeni bir olay ile karşı karşıya kalıyorsunuz.

 
İlk kitabını okuyamamış olmama rağmen hiçbir eksiklik hissetmeden keyifle(?) vampir kitabı nasıl keyifle okunur arkadaşım! Heyecanla okuduğum bir kitap oldu. Üçüncü kitabını okumak için can atıyorum. 

30 Ekim 2014 Perşembe

Kitap Yorumu : ANNA Kan Giyinmiş Kız - Kendare Blake

İlk defa bir kitap hakkında üçüncü kez blog  yazıyorum. Sanırım artık kitabın ne kadar muhteşem olduğunu uzun uzun anlatmama gerek yok. Yine de bir kez daha ,ki ne kadar anlatırsam anlatayım sıkılmayacağım, blog yazıp , kitap hakkındaki son görüşlerimi belirtmek istedim. :)

Kitap konusu itibariyle bana çok yabancı olan bir kitaptı ve bu yüzden daha çok ilgimi çekmişti. Okul , dersler derken çok yoğun olduğum bir döneme denk gelmesine rağmen çok kısa sürede okudum kitabı. Hatta okumadım, yaşadım sanki. İlk defa hayaletleri konu alan bir kitap okudum ve bir hayalete karşı sempati duydum. Evet , bunun size çok garip geldiğinin farkındayım. ''Hayalete de sempati duyulur mu yaa'' diyenleriniz olabilir , ama eğer ki içinizde kitabı okuyanlar varsa benim ne demek istediğimi anlayacaklardır.


Kitabın son elli sayfasına geldiğimde kitabı elime alamadım , kitap bitecek diye oturup ağlayacaktım nerdeyse öyle bir ruh haline girmiştim.
Daha sonra ''Bu iş böyle olmayacak , kitap illa ki bitecek. Bari yazarın diğer kitaplarına bakayım da bir tanesini alayım'' diyerek yazarın diğer kitaplarını araştırdım ve bingooo! Bu güzelliğin ikinci bir kitabı da varmış! O an yaşadığım mutluluğu şuan size anlatamayacağım , kelimelerle anlatılır cinsten bir mutluluk değildi. -Hoplayıp zıplamalar,anlamsız dans etmeler-
Bir ikileme mi olacak yoksa devamı gelecek mi bilmiyorum. Umuyorum ki sadece iki kitapla kalmaz , üçüncü dördüncü kitapları da çıkar. Hatta bu sonsuzluğa uzanan bir seri olmalı bence! Tamam, hadi peki. Yazar dördüncü kitaptan sonra başka bir seri yazmaya başlarsa da kabul!
Kitap gerçekten muhteşem bir kitap , lütfen alın ve okuyun. İkinci kitabı okumak için sabırsızlanıyoruuum!

26 Ekim 2014 Pazar

Okumaya Başlıyorum : Kana Susamış - Elle Jasper

Kitap , Kara Mürekkep Günceleri serisinin ikinci kitabı. Serinin ilk kitabını yorumlayamıyorum çünkü ne yazık ki kitabı okuyamadım.
Kana Susamış kitabını ve serinin üçüncü kitabı olan Karanlığın Ateşi'ni tesadüf eseri , birinci kitaptan haberim yokken almıştım. Serinin ilk kitabı olan Cehennem Taşı'nı nerede aradıysam bulamadım. Bu yüzden seriye başlayıp başlamamakta çok kararsızdım ama sonunda dayanamayıp kitabı okumaya başladım.
Serinin ilk kitabını okumamış olmama rağmen olayları kavramam çok uzun sürmedi.
Diğer serilere göre bu seri biraz daha farklı. Normalde bir seride -en azından benim okuduğum serilerde- konuya ya kurt adamlar ya da vampirler hakim oluyor. Ama burada ana karakterimiz Riley , hem bir kurt adam hem de bir vampir tarafından ısırılıyor.

 
Kitap hakkında çok fazla şey söyleyemiyorum seriye tam olarak hakim olamadığımdan dolayı. Şuan okuduğum kısma kadar olaylar heyecanlı ve akıcı bir biçimde ilerliyor. 

21 Ekim 2014 Salı

Kitap Yorumu : Kumarbaz - Dostoyevskı

Sadece fantastik türdeki kitapları okumayı seven biri değil de genel olarak kitap okumayı seven biri olmak adına uzun zaman önce okuduğum türden şaşıp farklı türlere yöneldim. Kumarbaz kitabı da o günlerden belli okumayı düşündüğüm bir kitaptı.
Daha önce yazarın başka bir kitabını daha okumuştum ve bir hayli kalın olmasına rağmen hızlı bir okuma olmuştu benim için. Yazarın kurgusunu ve anlatımındaki akıcılığa hayran kalmıştım.
Bu kitap da öyle oldu , olaylar akıcı bir şekilde okuyucu sıkmayacak biçimde ilerliyor.
Kitapla ilgili tek sorunum kitabı okumaya başlamadan önce yazarı çok sevdiğim için midir nedir çok büyük beklentiler içerisine girmiştim. Olayların biraz daha karmaşık bir hal almasını bekliyordum açıkçası. Olaylar çok tekdüze gerçekleşti bana göre.
Bununla birlikte olayları ana karakterin gözünden gördüğümüz halde sanki ana karakter çok geri planda kalmış gibi geldi bana. Bunda kitabın gereğinden fazla ince oluşu ve bu nedenle ayrıntılara yer verilmemesi de etkili olabilir.

Genel olarak baktığımızda kolay bir şekilde okunabilecek bir kitap.

15 Ekim 2014 Çarşamba

Okuyorum #1 Kan Giyinmiş Kız - Kendare Blake

Bir kitapla ilgili ilk kez kitabı okumayı bitirmeden ikinci bir blog yazıyorum. Bunun sebebi , kitap o kadar güzel ki kitabı okumayı bitirince yazacağım tek bir blog yazısının kitabı anlatmak için yeterli olmayacağını , en azından kitabı istediğim gibi anlatamayacağımı düşündüm.

Kitapla ilgili ilk blog yazısını yazdığımda henüz kitabın çok başlarındaydım. Ders yoğunluğundan dolayı kitabı bir türlü elime alamıyordum. Neyse ki o yoğunluğun arasından bir günü kendime ayırabildim ve gün boyunca sadece kitap okudum.

Daha kitabı almadan kitabın iyi bir kitap olabileceğini hissettim , her okuduğum sayfada da kitabı daha çok sevdim. Şuansa tam olarak kitapla aşk yaşıyorum. Sanırım bunun sebebi öncelikle kitabın konusunun diğer okuduğum kitaplara göre çok farklı olması. Kitabı yanıma almadan dışarı çıkamaz oldum. Bulduğum her boş zamanımda elim hemen kitaba gidiyor.

 
Kitapla ilgili daha söyleyeceğim çok şey var fakat kitap yorumu için yazacağım bloğa da yazacak bir şeyler kalması adına şu anlık bu kadar bilgi verebiliyorum kitap hakkında.
Kitabı hemen en yakın kitap alışverişinizde alın , kitap hakkında beraber konuşalım ;) 

11 Ekim 2014 Cumartesi

Okumaya Başlıyorum : Kan Giyinmiş Kız - Kendare Blake

Kitabı almadan önce mutlaka arka kapak yazısını okuyup kitap hakkında az da olsa fikir edinir , kitabı öyle alırım. Ama bu kitabın kapağını ve adını görünce ne arka kapak yazısı , ne sayfa sayısı hiçbir şeyi düşünmedim. Kitabın kapağı ve adı yan yana gelince çok büyük bir gizem uyandırdı bende.
Tabii daha sonra dayanamayıp kitabın konusu hakkında biraz fikir edinmek için - eğer okumasam meraktan ölebilirdim- arka kapağa biraz göz attım ve kitabı orada bırakmadığım için kendime teşekkür ettim.

Kitabımızın konusu , ana karakterimiz Cas ihbarlar üzerine hayaletlerin peşine düşerek onları yok eden bir hayalet avcısıdır. Cas'ın yeni görevi evine adım atan herkesi acımasız bir şekilde öldüren hayalet Anna'yı yakalamaktır. Fakat bu kez işler her zamanki kadar kolay olmayacaktır ve Cas ihbarı aldığı anda bunun farkına varmıştır.

 
Kitabın henüz çok başlarında olmama rağmen kitap olağanüstü bir şekilde akıcı gidiyor . Umarım kitabı okudukça düşüncelerim değişmez .
Kitap bu şekilde ilerlemeye devam ederse favori kitaplarım arasındaki yerini alacak gibi gözüküyor.

5 Ekim 2014 Pazar

Kitap Yorumu : Paranoya - Tami Hoag

Paranoya kitabının kapağını gördüğüm an bu kitap benim olmalı demiştim. Kitap adı ve kapağı sayesinde bende çok büyük bir merak uyandırmıştı. Kitabı bitirince de kitap ile kapağının gerçekten uyumlu olduğunu anladım.

Olaylar, işinde başarılı bir polisin kendini intihar etmesi ile başlıyor. Peki polis gerçekten intihar mı etmişti?
 Sam Kovac ve Nikki Liska genç polisi ölüme götürebilecek nedenleri , onu kimin öldürmek isteyeceğini öğrenmeye çalışarak bir şüpheliden diğer bir şüpheliye giden uzun bir yolculuğa başlıyorlar.




Kalın bir kitap olduğu halde hiç sıkılmadan , her sayfada daha çok şaşırarak okuduğum bir kitaptı.
Kitabın en beğendiğim yönü ise kitabın sonunun tahmin edilemeyecek olması. Ne kadar düşünürsem düşüneyim kitabın sonunda böyle bir şeyle karşılaşacağım aklıma gelmezdi , kimsenin aklına geleceğini de düşünmüyorum açıkçası.
 
Çok beğendiğim kitapları anlatmakta çok zorluk çekiyorum. Bu kitap da kesinlikle onlardan birisi. Kitap o kadar güzel ki ne kadar çok şey yazarsam yazayım yeterli olmayacak gibi geliyor.
Polisiye - gerilim sevenlere gönül rahatlığıyla tavsiye edebileceğim bir kitap. Yazarın diğer kitaplarını almak için sabırsızlanıyorum.

29 Eylül 2014 Pazartesi

Kitap Yorumu : Bir Rüyaydı Seninle Aşk - Justin Kramon

 Kitabı bir sene kadar önce D&R indiriminde görerek almıştım.
 Şuan ne kadar romantizm içerikli kitapları sevmiyorsam , bundan bir - iki sene öncesinde bunun tam tersine aşk kitapları dışında başka kitapları elime almıyordum. Kitabın konusunu ve anlatımını düşününce ''iyi ki de okumuşum'' diyorum.

Kitapta Finny ve Earl'ün çok küçük yaşlardan belli başlayan ve belli sebepler yüzünden yarım kalan aşkları anlatılıyor. Yıllar sonra Finny ve Earl bir şekilde birbirlerini bulacaklar ve hayatlarına bir şekilde devam edecekler. Tabi ki şartlar eskisi kadar kolay olmayacak.

Kalın bir kitap olmasına rağmen çok hızlı bir okuma olmuştu benim için. Okuyan herkesin beğeneceğini düşündüğüm , çok güzel bir kitap.

23 Eylül 2014 Salı

Okumaya Başlıyorum : Kumarbaz - Dostoyevski

Uzun zamandır alıp okumak istediğim bir kitaptı. Almayı uzun bir süredir düşünüyordum fakat her kitap alışverişinde kitabı almayı unutup eve geri dönüyordum. Tesadüfen karşıma çıkınca sayfa sayısına , yayın evine bakmadan hemen aldım.
Kitabın konusu yazarın diğer kitaplarına kıyasla bana göre daha az heyecan verici olsa da yine de diğer sayfayı okumak için sabırsızlanıyorum.

Kitabın asıl hali kaç sayfa hiçbir bilgim yok. Eğer kitabı beğenirsem -öyle umuyorum- kitabın daha ayrıntılı halde anlatılmış halini almayı da düşünüyorum.

20 Eylül 2014 Cumartesi

Kitap Yorumu : Aşk Bir Masalmış Derken - Cındı Madsen

Dram kitapları okumayı sevmediğimden , aşk kitaplarını da pek tercih etmiyorum. Kitabın kapağına bakarak eğlenceli bir kitap olacağını düşünerek almıştım ve kesinlikle beklentilerimi karşıladı.

Kitabımızdaki esas kız Darby , yirmili yaşlarının sonuna gelene kadar gerçek aşka olan inancını yitirmemiş ama sonunda aradığı insanı bulmanın imkansız olduğunu anlamıştır. Tam da aşka olan inancını kaybettiği sırada karşısına hayır diyemeyeceği biri çıkıyor. Eskiden yaptığı hataları tekrar yapmamakta kararlı olan Darby kendisini kaptırmamakta kararlı ve tabi ki  işler tam da  istediği gibi gitmiyor.


Kitabın konusundan ve anlatımın akıcılığından dolayı çok hızlı bir okuma oldu benim için. Aşk kitaplarında romantiklik değil de , romantik komedi tarzından bir kitap arayanların çok seveceğini düşündüğüm bir kitap.


16 Eylül 2014 Salı

Yarım Bıraktım : Boş Koltuk - J.K. Rowling #1

Yine D&R indiriminden aldığım ve çok merak ettiğim bir kitaptı. Yazarın önceki kitaplarına bakarak kitapla ilgili çok büyük beklentiler içerisine girmiştim ve indirimde görünce de hemen aldım. Ne yazık ki benim için tamamen hayal kırıklığı oldu.
Kitabın gerilim kitabı olduğunu düşünüyordum ama yanılmışım. Daha doğrusu kitap gerilim kitabı değil , kitabın türü hakkında da hiçbir fikrim yok ne yazık ki.

Kitap okumuş olmak için okunabilecek ki bana göre bunun için de fazla kalın bir kitap. Her ne kadar kitapları yarım bırakmayı sevmesem de sevmediğim bir kitabı okuyup boşa zaman da geçirmek istemiyorum. Umarım bir gün tekrar bu kitaba bir şans daha verebilirim.

13 Eylül 2014 Cumartesi

Okumaya Başladım : Asi - Thomas E. Snıegoskı

Bildiğiniz gibi D&R kitaplarda çok büyük indirimler yapmıştı. Kitaplar indirimde olduğu zaman evde olmadığımdan , bulunduğum yerde de D&R olmadığından kitap alamamıştım.
Takip ettiğim hemen hemen her bloggerın D&R indiriminden aldığı ve beğendiğini söylediği bir kitaptı.
Kitabı iki - üç gün önce tesadüf eseri bir kitapçıda indirimli olarak bulunca hemen aldım.  


Daha önce hiç meleklerle ilgili kitap okumamıştım . Açıkçası çok da çekici gelmiyordu bana. Tabi bu kitabı okumadan önce!
Ana karakterimiz AAron , bir faniyle bir meleğin oğlu ve düşmüş melekleri kurtarmak üzere seçilmiş. Sadece konunun ve kapağın güzelliği sayesinde bile alıp okumak için şans verilecek bir kitap.
Şuan kitapla ilgili tek derdim , serinin ikinci kitabını da güzel bir indirimle alabilmek.

10 Eylül 2014 Çarşamba

Kitap Yorumu : İlk Son Öpücük - Alı Harrıs

Kitabı okumaya başlamadan önce kitapla ilgili çok büyük beklentiler içerisine girmiştim. Kitabın kapağından , konusundan çok güzel bir kitap olacağını düşünüyordum. Ama bu kadarını da beklemiyordum.

Kitabın başında kendinizi sıradan bir aşk hikayesi okur gibi hissediyorsunuz. Hatta olayların ne  şekilde gelişeceğiyle ilgili aklınızda net bir karar oluşuyor. Kitabı okumaya devam ettikçe yaşanan aşkın hiç sıradan olmadığını ve olayların sizin kurguladığınız gibi olmadığını görüyorsunuz.

Kitabın konusu aslında çok da bilinmedik bir konu değil. Hatta artık aşk kitaplarında sürekli bahsedilen bir konu olmaya başladı. Fakat yazar olayları öyle bir şekilde kurgulamış ki , siz kitabın asıl konusunu kitabın sonuna yaklaştıkça anlıyorsunuz.
Normalde çok duygusal bir insan olmamama rağmen , hatta duygusal bir insan olmamama rağmen kitap beni beklediğimden çok daha fazla etkiledi. Bunun asıl sebebi Molly karakteri ile çok fazla benzer özelliğimin olması ve kendimi onun yerine koyup , olayları yaşıyormuşçasına okumam da etkili olabilir.

 
 
Kitabın konusuyla ilgili duygusal değil de yüzeysel bilgiler vereyim biraz da. Kitaptaki asıl karakterlerimiz Molly ve Ryan.
Kitap tek bir zamana bağlı kalınarak anlatılmıyor. Yaşanılan zamanın beş yıl öncesine , iki yıl öncesine geçişler görüyoruz. Kitabın başlarında bu olaya alışık olmadığımdan bana garip gelse de , daha sonra kitabı ne kadar güzelleştirdiğini fark ettim.
 
 
Aşk kitabı okumayı sevmiyorum çünkü bana hiçbir şey katmadığını düşünüyorum. Bu kitap bu yönüyle de diğer aşk kitaplarından çok kesin bir şekilde ayrılıyor.
 
Ne geçmişin , ne de geleceğin hiçbir önem taşımadığını , tek önemli anın yaşadığınız an olduğunu farkında değilseniz size bunu çok kesin bir şekilde öğretecek muhteşem bir kitap.

7 Eylül 2014 Pazar

Kitap Yorumu : Eroinle Dans - Canan Tan

Canan Tan'ın her kitabını severek okudum fakat bu kitabı benim için çok ayrıydı.

Kitabı almadan önce kitapla ilgili hiçbir bilgim yoktu. Sadece yazarı Canan Tan olduğu için kitabın konusuna , kapağına hiçbir şeye dikkat etmeden kitabı almıştım.
Canan Tan'ın her kitabının olduğu gibi bu kitap da çok akıcı bir şekilde ilerledi. Kitabın ne zaman yarısını okuduğumu , kitabın ne zaman bittiğini anlayamadım bile. Bana zaman kavramını tamamen unutturan bir kitap olmuştu. Ve yine Canan Tan'ın her kitabında olduğu gibi bu kitapta da olayları bir kişinin ağzından okuyormuş gibi değil de olayları yaşıyormuş gibi hissettim.

Kitabın konusundan kısaca bahsedecek olursak -çok fazla ayrıntıya inmek istemiyorum çünkü ne yazarsam kitapla ilgili o kadar çok ip ucu vermiş olacağım kitabın adı da bize kitap hakkında çok şey söylüyor zaten - üniversiteye başlayan Eylül'ün Dünya ile tanışması ve başlarından geçen olaylar anlatılıyor diyebiliriz.

Kitabı bu kadar çok beğenince anneme de okutmuştum fakat annem benim kadar etkilenmemişti. Sanırım yaşa göre kitaptan alınan tat değişiyor.

 
 
Özellikle lise ve üniversite çağlarındaki insanların okuması gerektiğini düşündüğüm , arkadaşlık ilişkilerine çok güzel  şekilde anlatan bir kitaptı. Bir kitabı ikinci kere okumayı sevmeyen biri olarak , bu kitabı ikiden de fazla kez okuyabilirim.


5 Eylül 2014 Cuma

Okumaya Başlıyorum : İlk Son Öpücük - Alı Harrıs

Kitabı okumaya iki gün önce başladım ve okuduğum kısma kadar kitabı çok beğendim. Zaten kitabı okumaya başlamadan önce , kitabın kapağı sayesinde kitaba bir sempatim vardı ve kitabın konusu bende ciddi bir merak uyandırmıştı.

Kitap geçmiş ve bugün arasında geçişler yapılarak anlatılmış ve ben aşk kitaplarının bu türde anlatılmasını çok seviyorum. Bence kitabı daha sürükleyici bir hale getiriyor.

Kitabı beğenmemdeki en önemli özelliklerden biri de Molly'nin geçmişteki hayata bakış açısının şuan benim hayata bakış açımla bire bir aynı olması.

 
Kitabı okumayı çok bekletmiştim çünkü aşk kitabı okumayı çok sevmiyorum. Kitabın kapağına da baktığımız zaman çok romantik bir aşkla karşılaşacağız gibi izlenim veriyor. Şuan okuduğum yere kadar beni sıkacak derecede bir romantizm yoktu , her şey olması gerektiği kadardı. Bu da benim hoşuma giden başka bir özellik.
 
Aşk kitabı okumak isteyip gereğinden fazla romantizm içerdiği için aşk kitabı okumayı erteleyenlerin kesinlikle şans vermesi gereken bir kitap.







2 Eylül 2014 Salı

Kitap Yorumu : Yankı - Martın Mıllar

Kurt adamlarla ilgili kitapları okumayı sevdiğimden bu kitabı okumaya başlarken çok büyük beklentiler içindeydim.

Kitabın konusu, kurtların lideri olan MacRinnalch kabilesinin en küçük kızı olan Kalix'in belli nedenler yüzünden kabile lideri olan babasına saldırması, saldırıdan sonra ortadan kayboluşu ile başlıyor.


 
 
Gerçekten güzel bir kitaptı. Kitabın adı ve kapağı olayları güzel bir şekilde yansıtıyordu.
Bunun yanında kitabın sevdiğim yönleri olduğu kadar sevemediğim birçok yönü de oldu. Konu kurtlar olduğu halde kitabın içerisinde gerilimin çok da fazla olmadığını fark ettim. Beni çok rahatsız eden başka bir şey ise kitabın sonunun çok alakasız bir şekilde bitmesiydi. Kitap sanki bir gerilim kitabı değil de , bir aşk kitabıymış gibi bir izlenim bırakıyor. Kitabın sonunu merak etmenizi sağlayan esas konu çözüme kavuşmadan kitap bitiyor. Kitaptaki basım hataları ve kullanılması gerekilen fakat kullanılmayan kelimeler de yine beni az da olsa rahatsız eden özelliklerdendi.


Her şeye rağmen okunulmayacak bir kitap olduğunu düşünmüyorum . Belki de ben kitabı okumaya çok büyük umutlarla başladığımdan istediğim sonucu alamadım. Kitabı okumaya başlamadan önce çok büyük beklentiler içine girmezseniz, çok sevebileceğiniz ,akıcı bir kitap.



31 Ağustos 2014 Pazar

Okumak İstediğim Kitaplar #1

Kitaplığımda okunmayı bekleyen ama benim hiçbir zaman okuyabileceğimi düşünmediğim kitaplardan geriye kalan okunmayı bekleyen kitaplar.

 
 
Kanlı Tutku - Osman Aysu : Yine bir kitap alışverişinde , tesadüfen görüp aldığım bir kitap. Kitapların arka kapak yazılarını okuyup aldığımdan , kitabın konusu bana ilgi çekici geldi . Yazarımızın Türk bir yazar olması da ayrı bir güzel. Yazarın daha önce hiçbir kitabını okumamıştım , bir şans vermek istedim.
 
İlk Aşklarım - Megan McCafferty : Kitapla ilgili hiçbir bilgiye sahip değilim. Konusunu da kitabı ne zaman aldığımı da hatırlamıyorum . Kitapla ilgili tek hatırladığım şey , uzun zaman önce birkaç sayfasını okuyup sıkılmıştım. Kitabı okumamın üstünden uzun zaman geçtiğinden kitaba bir şans daha vermek istedim.
 
Vadideki Zambak - Balzac : Kitabın konusuyla ilgili hiçbir bilgim yok . Sadece okuyan arkadaşlarımdan kitabın çok sıkıcı olduğunu duymuştum . Yine de kitabı çok merak ettiğimden kitabı kendim okuyup sıkıcı olup olmadığını görmek istedim.
 
İlk Son Öpücük - Alı Harrıs : Aşk kitabı okumayı gerçekten hiç sevmesem de , bu kitabı kesinlikle okuyacağım. -Annemin bana blogger olduğum için hediye olarak aldığı kitap :) -
 
İlk defa bir kitabın arka kapak yazısını okudum ve kitapla ilgili hiçbir şey anlamadım. Şuan için tek bildiğim ana karakterlerimiz Molly ve Ryan . Konusunu anlayamadığımdan kitabı bir an önce okumak istiyorum .

 
Sabah Uykum - Ahmet Batman : Bu tarzda okuduğum çok kitap olduğundan bu kitabı almayı düşünmüyordum . D&R indiriminde görünce tutamadım kendimi , aldım . Kitabı aldığımda birkaç sayfasını okumuştum. Şimdiden yazarın  bu türde yazan favori yazarlarım arasına gireceğinden eminim. 
 

27 Ağustos 2014 Çarşamba

Okumaya Başlıyorum : Yankı - Martın Mıllar

Kitabı tesadüfen gördüm ve gördüğüm anda mutluluktan ne yapacağımı şaşırdım. Fantastik türde kitap okumayı çok seviyorum , konu kurtlar olunca o kitaplar daha da güzel oluyor benim için. Uzun zamandır kurtları konu edinen , seri olmayan bir kitap arıyordum ve sonunda buldum.

 
Kitabın kapağının ne kadar mükemmel olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Şuan kitapla ilgili tek sorunum sayfalarının çok ince olması. Okuyup çevirdiğim her sayfada ''Acaba sayfa yırtıldı mı'' gerginliğini yaşıyorum. Bunun dışında okuduğum yere kadar akıcı bir şekilde ilerliyor , umarım böyle devam eder.


Kitap Yorumu : Taaşşuk-ı Talat Ve Fitnat- Şemsettin Sami

Son zamanlarda fantastik türdeki kitaplar dışında başka türde kitap okumadığımdan bu kitabı okumaya başlarken kitaptan çok sıkılacağımı düşünüyordum. Beni kesinlikle yanıltan bir kitap oldu. Hem konusuyla hem de akıcılığıyla beklediğimin kat kat üstünde olan bir kitaptı.

Konu olarak baktığımızda Talat ve Fitnat arasındaki aşk anlatılıyor. Kitabı bu kadar güzel yapan şey, olayların gelişme biçimi. Olaylar bir yerden öyle bir yere geçiyor ki okuyucuyu tamamen şaşkına çeviriyor.

 
 
Okurken sıkılmayacağınız , bir yerden sonra kitabın sonunun gelmesi için sayfaları hızlı hızlı okuyacağınız  bir kitap.

25 Ağustos 2014 Pazartesi

Okumaya Başlıyorum : Taaşşuk-ı Talat Ve Fitnat - Şemsettin Sami

Genelde fantastik türdeki kitapları okumayı daha çok seviyorum. Fakat hem yaşım gereği hem de bana bir şeyler katması açısından artık değişik türde kitaplar da okumaya karar verdim.

Bu kitabı seçmemin özel bir sebebi yoktu. Kitaplıkta bulunduğu için ve annem daha önceden kitabı okuyup beğendiğinden okumaya karar verdim. Sayfa sayısı olarak kalın olmayan ve kapağının da hoş olduğunu düşündüğüm bir kitap. Şuan okuduğum yere kadar beklemediğim bir şekilde akıcı gidiyor. Umarım bu şekilde devam eder ve okuduğuma pişman olmam.

23 Ağustos 2014 Cumartesi

Kitap Yorumu : Açlık Oyunları - Suzanne Collıns

Bu kitabı okumayı çok fazla geciktirdiğim için kitapla ilgili bazı bilgilere sahiptim. Kitabın ne kadar güzel olduğu hakkında bir çok yorum okumuştum. Ama bu kadarını da beklemiyordum! Kitabı okurken her çevirdiğim sayfada bir kitap bu kadar mükemmel olabilir mi demekten kendimi alamadım. Kitabın anlatımı,konusu,kapağı kesinlikle her şeyi mükemmeldi.

 Seriyi çok fazla beğendiğini söyleyenlerin yorumlarının yanında , serinin ilk kitabından sonra geriye kalan iki kitabın güzel olmadığını söyleyen yorumlar da okumuştum. İlk kitabını öyle çok sevdim ki umarım diğer iki kitabını da en az serinin ilk kitabı kadar sevebilirim.


Kitapla hatta genel olarak seriyle ilgili anlamadığım ve içimde merak hissi uyanmasına sebep olan şey , bundan sonra olayların nasıl gelişeceği . Olayların önemli kısmının bir kitapta olup biteceğini hiç düşünmemiştim. Serinin geriye kalan iki kitabında olayların nasıl şekil alacağını çok merak ediyorum . Serinin hemen bitmesini istemediğimden serinin ikinci kitabını henüz okumadım ama bu duruma ne kadar dayanabilirim bilmiyorum

Açlık oyunları serisini okumayan sadece ben kalmıştım, ben de başladım ve bayıldım!

21 Ağustos 2014 Perşembe

Kitap Yorumu : İki Eroinmanın Aşk Hikayesi - Candy Luke Davıes

Bu kitabı hemen hemen iki sene önce kapağını ve kitabın konusunu beğenerek almıştım. Aldığım zaman birkaç sayfasını okumuştum ama çok da ilgimi çekmemişti açıkçası .

Okuyacak kitabımın kalmadığını fark ettiğim bir gün şu kitabı alayım da bir okuyayım dedim. Keşke demeseydim! Erotizm içerikli kitapları okumamak için tarihi aşk kitabı okumayan ben, bu kitabı nasıl okudum bilmiyorum. 300 sayfalık kitabın içinde bir veya iki bilgilendirici sayfa anca vardır. Bu kadar anlamlı bir kapağa ve konuya böyle bir kitabı hiç yakıştıramadım. Özellikle Koridor yayın evinden böyle bir kitap çıkması benim için tamamen bir hayal kırıklığı oldu. Kitabı yerden yere vurmak istemezdim fakat kitabın hiçbir iyi tarafı yok.

Kitabın arka kapağında ''...göz yaşartacak kadar dokunaklı.'' yazısı olduğundan belki kitabın sonlarına doğru bir şeyler değişir dedim ama   değişen hiçbir şey olmadı . Kitabın sonu o kadar basitti ki . İnsan böyle bir kitabı okudum bari sonu bir şeye benzeseydi demekten kendini alamıyor.

 Kesinlikle okuduğuma bin pişman olduğum ve benim için zaman kaybı olmaktan öteye gitmeyen bir kitaptı.

19 Ağustos 2014 Salı

Okumaya Başlıyorum : Açlık Oyunları - Suzanne Collıns

Çoğu insan gibi ben de okuduğum kitap bitince kendimi biraz eksik hissetmeye başlıyorum. Alıştığınız karakterlerin dünyasından bir anda çıkmak hiç de kolay olmuyor. Seri okumayı çok fazla tercih etmeme sebeplerimden en önemlisi  de buydu. Tek bir kitapla karakterlerin dünyasını benimserken,üç-dört kitap hatta kimi zaman daha fazla kitap okuduktan sonra karakterlerin dünyasından çıkmak  kolay olmuyor benim için. O yüzden seri okumayı isteyip istemediğime çok zor karar verdim ve bu yüzden bu seriyi çok beklettim. Bende  herkes gibi merakıma yenik düşüp sonunda  seriyi okumaya başladım. Kitap okuduğum yere kadar çok akıcı ve heyecanlı bir şekilde ilerliyor. Seri bittiğinde ne kadar büyük bir eksiklik yaşayacağımı şimdiden tahmin edebiliyorum.

Kitap Yorumu : Sis Ve Gece - Ahmet Ümit

Gerilim-polisiye kitaplarını çok seven bir okuyucu olarak tam anlamıyla Ahmet Ümit hayranıyım! İnsan her kitabında olayları bu kadar güzel kurgulamayı,  okuyucunun tüylerini ürpertmeyi nasıl başarabilir? Ahmet Ümit gerçekten bu konuda işinin ehli olan bir yazar.



Kitaptaki olaylar Mine'nin aniden ortadan kaybolması ve Mine'ye aşık olan MİT görevlisi Sedat'ın onu aramaya başlaması ile başlıyor. Kendinizi aniden kitabın içinde buluyorsunuz ve her okuduğunuz sayfada olaylar daha da karışık bir hal alıyor. Olayların nasıl gelişeceğini ve kitabın sonunun nasıl biteceğini tahmin etmek oldukça zor hatta neredeyse imkansız. Kitabın henüz ortalarındayken kitabın sonunu okumamak için kendinizi zor tutacaksınız ve bu kitabın etkisinden öyle kolay kolay kurtulamayacaksınız. Polisiye sevenlerin kesinlikle şans vermesi gereken mükemmel bir kitap.

18 Ağustos 2014 Pazartesi

Kitap Yorumu : Yüreğim Seni Çok Sevdi - Canan Tan

Normalde aşk kitabı okumayı seven bir insan değilim. Ama yazarımız Canan Tan olunca hangi konuda yazarsa yazsın kitap çabucak okunuyor. Kitabın sonuna nasıl geldiğinizi anlayamıyorsunuz bile.


Kitap günümüz aşk kitaplarından çok farklı bir şekilde kaleme alınmış. Aslı ve Murat'ın aşkı konu olarak çok duygusal bir aşk hikayesi olmasa da derinlerde bir yerlerde sizi etkileyen, durup düşünmenize sebep olan bir his uyanıyor içinizde. Herkes kitapta kendinden bir şeyler buluyor. Günlerce kitabın etkisinden kurtulamıyorsunuz. Sadece ben mi böyle düşünüyorum diyerek kitabı anneme de okuttum, annem de benimle aynı fikre sahip. Yani kitabımız muhteşem bir kitap! Ne tür kitap okumayı sevdiğiniz hiç önemli değil ; alın ve okuyun.

Kitap Yorumu : Silinmeyen- Karın Slaughter

Bu kitap tek kelimeyle harika! Yazar bu kitabında kesinlikle mükemmelliğe imza atmış. Kitap favori kitaplarım arasındaki yerini aldı ;)

Kitabın konusuna gelecek olursak kitap bir polisiye romanı. Olaylar iki genç adam tarafından polis karakoluna yapılan baskın üzerine kurulmuş. Kitap o kadar akıcı ki diğer sayfayı çevirmek için can attım. Kitabı almama sebep olan kitabın adıydı ve kitabı bitirince kitabın adının kitabı ne kadar iyi yansıttığını gördüm. Kitaptaki tek sorun kapağın ilgi çekici olmaması. Ama maalesef hem konusu, hem kapağı, hem de konusuyla uyumlu bir ad bir arada olamıyor. Eğer polisiye okumayı seviyorsanız, bu kitaba gerçekten bir şans vermelisiniz! Kitabı okumayı ertelediğim için çok pişmanım, çookk!